6 Nisan 2012 Cuma

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU TASARISI TASLAĞI

Amaç
MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2- (1) Bu Kanun kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.
İstisnalar
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümleri;
a) Türk Silahlı Kuvvetlerinin, genel kolluk kuvvetlerinin ve milli istihbarat teşkilatının eğitim, operasyon, tatbikat ve benzeri kendine özgü faaliyetlerinde,
b) Afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetlerinde,
c) Ev hizmetlerinde,
ç) Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlar hakkında,
uygulanmaz.
Tanımlar
MADDE 4- (1) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Bakanlık: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını,
b) Çalışan: Kendi özel kanunlarındaki statülerine bakılmaksızın kamu veya özel işyerlerinde istihdam edilen gerçek kişiyi,
c) Eğitim kurumu: İşyeri hekimliği, iş güvenliği uzmanlığı ve işyeri hekimi dışındaki diğer sağlık personelinin eğitimlerini vermek üzere Bakanlıkça yetkilendirilen kamu kurum ve kuruluşlarını, üniversiteleri ve Türk Ticaret Kanununa göre faaliyet gösteren şirketler tarafından kurulan birimi,
ç) Genç çalışan: 15 yaşını bitirmiş ancak 18 yaşını doldurmamış çalışanı,
d) Genel Müdürlük: İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünü,
e) İl müdürlüğü: Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünü,
f) İş güvenliği uzmanı: İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip kişiyi,
g) İş kazası: İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme veya yaralanmaya sebep olan olayı,
ğ) İş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisi: İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği konularında çalışanları temsil etmeye yetkili çalışanı,
h) İşveren: Çalışan istihdam eden gerçek veya tüzel kişi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları,
ı) İşveren vekili: İşveren adına hareket eden, işin ve işyerinin yönetiminde görev alan kişiyi,
i) İşyeri: Mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile çalışanın birlikte örgütlendiği, işverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve meslekî eğitim yerleri ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçları da içeren organizasyonu,
j) İşyeri hekimi: İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş işyeri hekimliği belgesine sahip hekimi,
k) İşyeri sağlık ve güvenlik birimi: İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütmek üzere kurulan, gerekli donanım ve personele sahip olan birimi,
l) Meslek hastalığı: Mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalığı,
m) Ortak sağlık ve güvenlik birimi: İşyerlerine iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunmak üzere gerekli donanım ve personele sahip Bakanlıkça yetkilendirilen kamu kurum ve kuruluşları ile Türk Ticaret Kanununa göre faaliyet gösteren şirketler tarafından kurulan birimi,
n) Önleme: İşyerinde yürütülen işlerin bütün safhalarında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili riskleri ortadan kaldırmak veya azaltmak için planlanan ve alınan tedbirlerin tamamını,
o) Risk: Tehlikeden kaynaklanacak kayıp, yaralanma ya da başka zararlı sonuç meydana gelme ihtimalini,
ö) Risk değerlendirmesi: İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmaları,
p) Sağlık ve güvenlik destek elemanı: Asli görevinin yanında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda özel olarak görevlendirilmiş uygun donanım ve yeterli eğitime sahip kişiyi,
r) Tehlike: İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, çalışanı veya işyerini etkileyebilecek zarar veya hasar verme potansiyelini,
s) Tehlike sınıfı: İş sağlığı ve güvenliği açısından, yapılan işin özelliği, işin her safhasında kullanılan veya ortaya çıkan maddeler, iş ekipmanı, üretim yöntem ve şekilleri, çalışma ortam ve şartları ile ilgili diğer hususlar dikkate alınarak az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli olarak belirlenen ve işyerinin yer aldığı tehlike grubunu,
ş) Teknik eleman: Teknik öğretmen, fizikçi ve kimyager unvanına sahip olanlar ile üniversitelerin iş sağlığı ve güvenliği programı mezunlarını
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
İşveren ve Çalışanların Görev, Yetki ve Yükümlülükleri
İşverenin genel yükümlülüğü
MADDE 5- (1) İşveren;
a) Çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla,
b) Çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlamak için mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi amacına yönelik çalışmalar yapmakla,
c) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izlemek ve denetlemekle
yükümlüdür.
(2) İşveren, birinci fıkradaki yükümlülüklerini aşağıda yer alan önleme ile ilgili iş sağlığı ve güvenliği genel ilkeleri ışığında yerine getirir;
a) Risklerden kaçınılması,
b) Kaçınılması mümkün olmayan risklerin analiz edilmesi,
c) Risklerle kaynağında mücadele edilmesi,
ç) İşin kişilere uygun hale getirilmesi için işyerlerinin tasarımı ile iş ekipmanı, çalışma şekli ve üretim metotlarının seçiminde özen gösterilmesi, özellikle monoton çalışma ve üretim temposunun sağlık ve güvenliğe olumsuz etkilerinin önlenmesi, önlenemiyor ise en aza indirilmesi,
d) Teknik gelişmelere uyum sağlanması,
e) Tehlikeli olanın tehlikesiz veya daha az tehlikeli olanla değiştirilmesi,
f) Teknoloji, iş organizasyonu, çalışma şartları, sosyal ilişkiler ve çalışma ortamı ile ilgili faktörlerin etkilerini kapsayan tutarlı, genel bir önleme politikasının geliştirilmesi,
g) Toplu korunma tedbirlerine, kişisel korunma tedbirlerine göre öncelik verilmesi,
ğ) Çalışanlara uygun talimatların verilmesi.
(3) İşveren, işyerinde yapılan işlerin özelliklerini dikkate alarak;
a) İş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapar,
b) Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır,
c) Hayati ve özel tehlike bulunan yerlere yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların girmemesi için gerekli tedbirleri alır.
(4) Bu Kanunun 6 ncı maddesine göre işyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işverenin iş sağlığı ve güvenliği konusundaki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
(5) Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusundaki yükümlülükleri, birinci fıkranın (a) bendinde yer alan işverenin genel yükümlülüğü ilkesini etkilemez.
(6) İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyeti çalışanlara yansıtılamaz.
İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri
MADDE 6- (1) İşveren; mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunulmasına yönelik çalışmaları da kapsayacak iş sağlığı ve güvenliği hizmetini sunmak için çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerinde (A) sınıfı, tehlikeli sınıfta yer alan işyerinde en az (B) sınıfı, az tehlikeli sınıfta yer alan işyerinde en az (C) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı ile bütün tehlike sınıflarında yer alan işyerlerinde işyeri hekimi görevlendirmekle yükümlüdür. Ayrıca işyeri hekimi dışındaki diğer sağlık personeli görevlendirilir. Bünyesinde bu vasıflara sahip personel bulunmayan işyerleri, bu hizmetin tamamını veya bir kısmını ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak yerine getirebilir.
(2) İşyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi dışındaki diğer sağlık personelinin işyerlerinde asgari çalışma süresi, o işyerinde çalışan sayısı ve işyerinin yer aldığı tehlike sınıfı göz önünde bulundurularak onikinci fıkraya göre çıkarılması öngörülen yönetmelikte belirlenir.
(3) İkinci fıkraya göre belirlenecek çalışma sürelerinin işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının tam süreli görevlendirilmesini gerektirdiği durumlarda; işveren, işyeri sağlık ve güvenlik birimi kurmakla yükümlüdür. İşyeri sağlık ve güvenlik birimi kurma yükümlülüğü bulunmayan işyerlerinde işveren, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının çalışmalarına imkân verecek gerekli bütün ihtiyaçları karşılamakla yükümlüdür. Tam sürenin hesabında çalışanların tabi olduğu kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, İş Kanunu’na göre belirlenen haftalık çalışma süresi dikkate alınır.
(4) İşveren, bu madde kapsamındaki hizmetleri yürütmek üzere görevlendirilen kişi, kurum ve kuruluşlara görevlerini yerine getirmeleri amacıyla gerekli araç, gereç, mekân ve yeterli zaman verilmesini sağlar.
(5) İşyerinde sağlık ve güvenlik hizmetlerini yürüten kişiler işbirliği ve koordinasyon içinde çalışırlar. Koordinasyon işveren veya işveren vekili tarafından sağlanır.
(6) İşveren veya işveren vekili, görevlendirdiği kişi veya hizmet aldığı kuruluşlar tarafından iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuata uygun olan ve yazılı olarak beyan edilen tedbirleri yerine getirmekle yükümlüdür.
(7) İşveren iş sağlığı ve güvenliği konusunda görevlendirdiği kişi veya hizmet aldığı kuruluşların, çalışanların sağlık ve güvenliğini etkilediği bilinen veya etkilemesi muhtemel konular hakkında bilgilendirilmesini sağlar. Bu bilgilendirme başka işyerlerinden çalışmak üzere kendi işyerine gelen çalışanlar ile bunların işverenlerini de kapsar.
(8) Mühendis, mimar ve teknik elemanlar, bu maddeye göre çıkarılacak yönetmelikle belirlenen şartları sağlamaları ve kriterlere uymaları koşuluyla Bakanlıkça düzenlenecek iş güvenliği uzmanlığı belgesini alabilirler.
(9) İşveren, Yönetmelikte belirtilen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olması halinde tehlike sınıfı ve çalışan sayısı dikkate alınarak, bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen hususların yerine getirilmesini kendisi üstlenebilir.
(10) Kamu kurum ve kuruluşlarında ilgili mevzuata göre çalıştırılan işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanı olma niteliğini haiz personel, gerekli belgeye sahip olmaları şartıyla asli görevlerinin yanında, belirlenen çalışma süresine riayet ederek çalışmakta oldukları kurumda veya ilgili personelin muvafakatı ve üst yöneticinin onayı ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevlendirilebilirler. Bu şekilde görevlendirilecek personele görev yaptığı her saat için 150 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı tutarında ilave ödeme yapılır. İlave ödeme damga vergisi hariç herhangi bir kesintiye uğratılmaz. Bu durumdaki görevlendirmeye ilişkin ilave ödemelerde günlük mesai saatlerine bağlı kalmak kaydıyla aylık toplam 80 saatten fazla olan görevlendirmeler dikkate alınmaz.
(11) İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının, işyeri sağlık ve güvenlik birimleri ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinde işe alınmaları veya görevlendirilmelerinde hizmet verilen işyerlerinde çalışanlarla sınırlı olmak üzere görevlerini yerine getirmeleri hususunda diğer kanunların kısıtlayıcı hükümleri uygulanmaz.
(12) Bu madde kapsamında;
a) Çalışan sayısı ve tehlike sınıfı göz önünde bulundurularak üçüncü fıkrada belirtilenler dışında hangi işyerlerinde işyeri sağlık ve güvenlik biriminin kurulacağı,
b) İşyeri sağlık ve güvenlik birimi ve ortak sağlık ve güvenlik biriminde görev alacak kişiler, bu kişi ve kuruluşların çalışma şartları, görevlerini nasıl yürütecekleri, tehlikeli hususları nasıl bildirecekleri, görevlendirilecek kişilerin sayısı, işe alınmaları,
c) İş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunacak kişi ve kuruluşların; görev, yetki ve yükümlülükleri, belgelendirilmeleri ve yetkilendirilmeleri ile belge ve yetkilerinin iptali, sunulacak hizmetler kapsamında yer alan sağlık gözetimi ve sağlık raporları, kuruluşlarda bulundurulacak personel ve donanım ile bu kuruluşların denetlenmesi,
ç) İşyeri tehlike sınıfı ve çalışan sayısına göre; bu kişi ve kuruluşlardan hangi şartlarda hizmet alınacağı, görevlendirilecek veya istihdam edilecek kişilerin sayısı, işyerinde verilecek hizmet süresi ve bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen görevleri hangi hallerde işverenin kendisinin üstlenebileceği,
d) İşyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi dışındaki diğer sağlık personelinin nitelikleri, görevlendirilmeleri, görev, yetki ve sorumlulukları, çalışma süre ve şartları, görevlerini nasıl yürütecekleri, eğitimleri ve belgelendirilmeleri, unvanlarına göre kimlerin hangi sınıf belge alabilecekleri, sahip oldukları belgelere göre hangi işyerlerinde görev alabilecekleri; eğitim kurumlarının yetkilendirilmeleri, işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi dışındaki diğer sağlık personeli eğitim programlarının ve bu programlarda görev alacak eğiticilerin niteliklerinin belirlenmesi ve belgelendirilmeleri, eğitimlerin sonunda yapılacak sınavlar ve düzenlenecek belgeler ile belgelendirme ve yetkilendirme bedelleri,
ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
(13) Bakanlık, kamu kurum ve kuruluşları hariç olmak üzere ondan az çalışanı bulunan çok küçük ölçekli işyerlerine yönelik olarak bu maddenin uygulanmasında; destekleyici ve kolaylaştırıcı nitelikte özel düzenleme yapma yetkisine sahiptir. Yapılan özel düzenlemenin etkinliği ve sürekliliğinin sağlanması için Bakanlık, Sağlık Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile ilgili meslek kuruluşlarının işbirliği yapması esastır. Yapılacak işbirliği ve düzenlemenin usul ve esaslarına dair yönetmelik, yukarıda belirtilen Bakanlıklar ve ilgili meslek kuruluşlarının görüşleri alınarak Bakanlıkça çıkarılır.
(14) İşyeri tehlike sınıfları 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 83 üncü maddesine göre belirlenen kısa vadeli sigorta kolları prim tarifesi göz önünde bulundurularak ilgili tarafların görüşleri dikkate alınarak Bakanlıkça belirlenir.
(15) İşyeri tehlike sınıflarının tespitinde o işyerinde yapılan asıl iş dikkate alınır.
İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının görev, yetki ve yükümlülükleri
MADDE 7- (1) İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütmek üzere görevlendirilen işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle hak ve yetkileri kısıtlanamaz. Bu kişiler, görevlerini mesleğin gerektirdiği etik ilkeler ve mesleki bağımsızlık içerisinde yürütürler.
(2) İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları görevlendirildikleri işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tedbirleri işveren veya işveren vekiline yazılı olarak beyan eder. Beyan edilen hususlardan hayati tehlike arz edenlerin işveren tarafından yerine getirilmemesi halinde ise bu hususu Bakanlığın ilgili birimine bildirir.
(3) Hizmet sunan kuruluşlar ile işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları, iş sağlığı ve güvenliği risklerinin önlenmesi, koruyucu ve önleyici hizmetlerin yürütülmesindeki ihmallerinden dolayı, hizmet sundukları işverene karşı sorumludurlar.
Risk değerlendirmesi, kontrol, ölçüm ve araştırma
MADDE 8- (1) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmakla yükümlüdür.
(2) İşveren, risk değerlendirmesi yapılmasını sağlayarak alınacak iş güvenliği tedbirlerine ve kullanılması gereken koruyucu ekipmana karar verir ve bu kararları uygular, verilen kararlar doğrultusunda alınan önleyici tedbirler ile seçilen çalışma şekillerinin ve üretim yöntemlerinin, çalışanların sağlık ve güvenlik yönünden korunma düzeyini yükseltmesini ve işyerinin idari yapılanmasının her kademesinde uygulanabilir olmasını sağlar.
(3) Risk değerlendirmesinde özel risklerden etkilenecek çalışanların durumu, kullanılacak iş ekipmanı ile kimyasal madde ve müstahzarların seçimi, işyerinin tertip ve düzeni gibi konular da dikkate alınır.
(4) Risk değerlendirmesinde, genç, yaşlı, özürlü, gebe veya emziren çalışanlar gibi özel politika gerektiren gruplar ile kadın çalışanlar özel olarak dikkate alınır.
(5) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği yönünden çalışma ortamına ve çalışanların bu ortamda maruz kaldığı risklerin belirlenmesine yönelik gerekli kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırmaların yapılmasını sağlar.
(6) Risk değerlendirmesinin hangi işyerlerinde ne şekilde yapılacağı, değerlendirme yapacak kişi ve kuruluşların niteliklerinin belirlenmesi, gerekli izinlerin verilmesi ve izinlerin iptal edilmesi ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
(7) İşverenlerin işyerlerinde yapmakla yükümlü oldukları kişisel maruziyete ve çalışma ortamına yönelik gerekli kontrol, inceleme ve araştırmalar ile fiziksel, kimyasal ve biyolojik etmenlerle ilgili ölçüm ve laboratuar analizlerinin usul ve esasları ile bu ölçüm ve analizleri yapacak kişi ve kuruluşların niteliklerinin belirlenmesi, gerekli izinlerin verilmesi ve verilen izinlerin iptal edilmesi ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça ayrıca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Acil durum planları, yangınla mücadele, kişilerin tahliyesi ve ilk yardım
MADDE 9- (1) İşveren;
a) Çalışma ortamı, kullanılan maddeler, iş ekipmanı ile çevre şartlarını dikkate alarak meydana gelebilecek acil durumları önceden değerlendirir; bu değerlendirmenin sonucunda, çalışanları ve çalışma çevresini etkilemesi mümkün ve muhtemel acil durumları belirleyerek bunların olumsuz etkilerini önleyici ve sınırlandırıcı tedbirleri alır,
b) Acil durumların olumsuz etkilerinden korunmak üzere gerekli ölçüm ve değerlendirmeleri yapar, acil durum planlarını hazırlar. Bu durumlarla mücadele için işyerinin büyüklüğü ve taşıdığı özel tehlikeler, yapılan işin niteliği, çalışan sayısı ile işyerinde bulunan diğer kişileri dikkate alarak önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda uygun donanıma sahip ve bu konularda eğitimli yeterli sayıda kişiyi görevlendirir, araç ve gereçleri sağlayarak eğitim ve tatbikatları yaptırır ve ekiplerin her zaman hazır bulunmalarını sağlar,
c) Özellikle ilk yardım, acil tıbbi müdahale, kurtarma ve yangınla mücadele konularında, işyeri dışındaki kuruluşlarla irtibatı sağlayacak gerekli düzenlemeleri yapar.
(2) İşveren, ciddi, yakın ve önlenemeyen tehlikenin meydana gelmesi durumunda çalışanların işi bırakarak derhal çalışma yerlerinden ayrılıp güvenli bir yere gidebilmeleri için, önceden gerekli düzenlemeleri yapar ve çalışanlara gerekli talimatları verir.
(3) İşveren, ciddi ve yakın tehlike durumunun devam ettiği çalışma şartlarında, zorunlu kalınması halinde, gerekli donanıma sahip ve özel olarak görevlendirilenler hariç, diğer çalışanlardan işlerine devam etmelerini isteyemez.
(4) İşveren, çalışanların kendileri veya diğer kişilerin güvenliği için ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıkları ve amirine hemen haber veremedikleri durumlarda, istenmeyen sonuçların önlenmesi için bilgileri ve mevcut teknik donanımları çerçevesinde müdahale edebilmelerine imkân sağlar. Böyle bir durumda çalışanlar, ihmal ve dikkatsiz davranışları olmadıkça yaptıkları müdahaleden dolayı sorumlu tutulamazlar.
(5) Yapılan işin niteliği, çalışan sayısı, işyerinin büyüklüğü, kullanılan, depolanan ve üretilen maddeler, iş ekipmanı ve işyerinin konumu gibi hususlar dikkate alınarak acil durum planlarının hazırlanması, önleme, koruma, tahliye, ilk yardım ve benzeri konular ile bu konularda görevlendirilecek kişiler hakkında usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Çalışmaktan kaçınma hakkı
MADDE 10- (1) Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar iş sağlığı ve güvenliği kuruluna, kurulun zorunlu olmadığı işyerlerinde ise işveren veya işveren vekiline başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. Kurul kararını acilen toplanarak, işveren veya işveren vekili ise kararını derhal verir ve durumu tutanakla tespit eder. Karar, çalışana ve iş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirilir.
(2) Kurul veya işveren veya işveren vekili, çalışanın talebi yönünde karar vermesi halinde çalışan, gerekli iş sağlığı ve güvenliği tedbiri alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. Çalışanların çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve/veya iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklıdır.
(3) Çalışanlar ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda birinci fıkradaki usule uymak zorunda olmaksızın işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek 9 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenen güvenli yere gider. Çalışanlar bu hareketlerinden dolayı mağdur edilmezler.
(4) İş sözleşmesiyle çalışanlar, talep etmelerine rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığı durumlarda, tabi oldukları kanun hükümlerine göre iş sözleşmelerini feshedebilirler. Toplu sözleşme veya toplu iş sözleşmesi ile çalışan kamu personeli, bu maddeye göre çalışmadığı dönemde fiilen çalışmış sayılır.
(5) Bu Kanunun 21 inci maddesine göre işyerinde işin durdurulması halinde bu madde hükümleri uygulanmaz.
İş kazası ve meslek hastalıklarının kayıt ve bildirimi
MADDE 11- (1) İşveren;
a) Bütün iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutmak, gerekli incelemeleri yapmak, bunlarla ilgili raporları düzenlemekle,
b) İşyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya ölüme neden olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan veya çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olan olayları inceleyerek bunlarla ilgili raporları düzenlemekle,
yükümlüdür.
(2) İşveren, iş kazalarını ve tespiti yapılarak kendisine bildirilen meslek hastalıklarını, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümlerine göre bildirimlerini yapar.
(3) Sağlık kuruluşları, kendilerine intikal eden iş kazası veya meslek hastalığı tespiti ya da şüphesi olan vakaları, en geç on gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmekle yükümlüdür.
(4) İş kazası ve meslek hastalıklarının işveren tarafından bildirimi, incelenmesi, işyerinde tutulacak kayıt ve raporların hazırlanması ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir.
Sağlık gözetimi
MADDE 12- (1) İşveren;
a) Çalışanların işyerinde maruz kalacakları sağlık ve güvenlik risklerini dikkate alarak sağlık gözetimine tabi tutulmalarını,
b) Çalışanların işe girişlerinde, iş değişikliğinde, iş kazası veya meslek hastalıkları ve sağlık nedeniyle tekrarlanan işten uzaklaşmalarından sonra işe dönüşlerinde ve talep etmeleri halinde sağlık muayenelerinin yapılmasını ve işin devamı süresince, işin niteliği ve işyerinin tehlike sınıfına göre Bakanlıkça belirlenen düzenli aralıklarla tekrarlanmasını,
sağlamakla yükümlüdür.
(2) Bir işyerinde çalışacaklar, işe girişlerinde, yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatılamaz.
(3) Sağlık raporları; işyerinde ya da işyeri dışında hizmet veren sağlık ve güvenlik biriminde görevli olan işyeri hekiminden alınır. Raporlara itirazlar Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hakem hastanelere yapılır. Verilen kararlar kesindir.
(4) Sağlık gözetiminin maliyeti çalışanlara yansıtılamaz.
(5) Sağlık muayenesi yaptırılan çalışanın özel hayatı ve itibarının korunması için sağlık bilgilerinin gizliliğine özen gösterilir. Bakanlık, bu hususlara özen göstermeyen işyeri hekimlerinin işyeri hekimliği belgelerini iptal etme yetkisine sahiptir.
Çalışanların bilgilendirilmesi ve eğitimi
MADDE 13- (1) İşyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve sürdürülebilmesi amacıyla işveren, çalışanların ve temsilcilerinin;
a) İşyerinde karşılaşılabilecek sağlık ve güvenlik riskleri, koruyucu ve önleyici tedbirler,
b) Kendileri ile ilgili yasal hak ve sorumlulukları,
c) İlk yardım, yangınla mücadele ve tahliye işleri konusunda görevlendirilen kişiler,
hakkında işyerinin özelliklerini de dikkate alarak gerekli bilgiyi almalarını sağlar.
(2) İşveren;
a) 9 uncu maddede belirtilen ciddi ve yakın tehlikeye maruz kalan veya kalma riski olan bütün çalışanları, tehlikeler ile bunlardan doğan risklere karşı alınmış ve alınacak tedbirler hakkında mümkün olan en kısa sürede bilgilendirmekle,
b) Başka işyerlerinden çalışmak üzere kendi işyerine gelen çalışanların, birinci fıkrada belirtilen bilgileri almalarını sağlamak üzere, söz konusu çalışanların işverenlerine gerekli bilgileri vermekle, yapacakları işlerde karşılaşacakları sağlık ve güvenlik riskleri ile ilgili yeterli bilgi ve talimatları içeren eğitim aldığına dair belge olmaksızın işe başlatmamakla,
c) İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili özel görevi bulunan sağlık ve güvenlik destek elemanlarının ve iş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcilerinin, risk değerlendirmesi, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili koruyucu ve önleyici tedbirler, ölçüm, analiz, teknik kontrol, kayıtlar, raporlar ve teftişten elde edilen bilgilere ulaşmasını sağlamakla,
ç) Geçici iş ilişkisi ile işyerine gelen çalışanlara, iş sağlığı ve güvenliği risklerine karşı gerekli eğitimin verilmesini sağlamakla
yükümlüdür.
(3) İşveren, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini almasını sağlar. Bu eğitim özellikle; işe başlamadan önce, çalışma yeri veya iş değişikliğinde, iş ekipmanının değişmesi halinde veya yeni teknoloji uygulanması halinde verilir. Eğitimler, değişen ve ortaya çıkan yeni risklere uygun olarak yenilenir, gerektiğinde ve düzenli aralıklarla tekrarlanır.
(4) İş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcileri özel olarak eğitilir.
(5) Mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan işlerde yapacağı işle ilgili mesleki eğitim aldığını belgeleyemeyenler çalıştırılamaz.
(6) İş kazası geçiren veya meslek hastalığına yakalanan çalışana işe başlamadan önce, söz konusu kazanın veya meslek hastalığının sebepleri, korunma yolları ve güvenli çalışma yöntemleri ile ilgili eğitim verilir. Ayrıca herhangi bir sebeple altı aydan fazla süreyle işten uzak kalanlara tekrar işe başlatılmadan önce bilgi yenileme eğitimi verilir.
(7) Bu madde kapsamında verilecek eğitimin maliyeti çalışanlara yansıtılamaz. Eğitimlerde geçen süre çalışma süresinden sayılır.
(8) Çalışanlara ve temsilcilerine verilecek eğitimler, bu eğitimlerin belgelendirilmesi, iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verecek kişi ve kuruluşlarda aranacak nitelikler ile mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan işlere ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Çalışanların görüşlerinin alınması ve katılımlarının sağlanması
MADDE 14- (1) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda çalışanların ve/veya temsilcilerinin görüşlerini alır, teklif getirme hakkı tanır. Bu konulardaki görüşmelerde yer almalarını ve katılımlarını sağlar.
(2) İşveren, yeni teknolojilerin uygulanmasında, seçilecek iş ekipmanının, çalışma ortam ve şartlarının çalışanların sağlık ve güvenliğine etkisi konusunda çalışanların ve/veya temsilcilerinin görüşlerinin alınmasını sağlar.
(3) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği konusunda özel görevi bulunan sağlık ve güvenlik destek elemanları ile iş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcilerinin;
a) İşyerinden görevlendirilecek veya işyeri dışından hizmet alınacak işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer personel ile ilkyardım, yangınla mücadele ve tahliye işleri için kişilerin görevlendirilmesi,
b) Risk değerlendirmesi yapılarak alınması gereken koruyucu tedbirlerin ve kullanılması gereken koruyucu ekipmanın belirlenmesi,
c) Sağlık ve güvenlik risklerinin önlenmesi ve koruyucu hizmetlerin yürütülmesi,
ç) Çalışanların bilgilendirilmesi,
d) Çalışanlara verilecek eğitimin planlanması,
konularında önceden görüşlerinin alınmasını sağlar.
Çalışanların yükümlülükleri
MADDE 15- (1) Çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdürler.
(2) Çalışanlar, işveren tarafından kendilerine verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda;
a) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun şekilde kullanmak, bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak ve keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemekle,
b) Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve korumakla,
c) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıklarında ve koruma tedbirlerinde bir eksiklik gördüklerinde, işverene veya iş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisine derhal haber vermekle,
ç) İşyerinde, teftişe yetkili makam tarafından tespit edilen noksanlık ve mevzuata aykırılıkların giderilmesinde, işverenle ve iş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisi ile sağlık ve güvenliğin korunması için işbirliği yapmakla,
d) Kendi görev alanında, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasında, işveren ve iş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisi ile işbirliği yapmakla,
yükümlüdür.
İş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisi
MADDE 16- (1) İşveren, bu Kanunun 14 üncü maddesi gereğince sağlık ve güvenlikle ilgili çalışmalara katılma, çalışmaları izleme, tedbir alınmasını isteme, tekliflerde bulunma ve benzeri konularda çalışanları temsil etmeye yetkili, bir veya daha fazla çalışanın, iş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisi olarak görev yapmasını sağlar.
(2) 2-50 arasında çalışanı bulunan işyerlerinde bir temsilci, 51-100 arasında çalışanı bulunan işyerlerinde iki temsilci, 101-250 arasında çalışanı bulunan işyerlerinde üç temsilci, 251-500 arasında çalışanı bulunan işyerlerinde dört temsilci, 501-1000 arasında çalışanı bulunan işyerlerinde beş temsilci, 1001 ve üzeri çalışanı bulunan işyerlerinde altı temsilci seçilir. Birden fazla temsilcinin bulunması durumunda bu temsilcilerden biri baş temsilci olarak seçilir. Seçimlerin bütün çalışanların katılımıyla yapılması sağlanır.
(3) Birden fazla çalışan temsilcisinin bulunması gereken işyerlerinde, çalışan temsilcilerinin seçiminde; temsilcilerin, işyerinin değişik bölümlerindeki riskler ve çalışan sayıları göz önünde bulundurularak dengeli dağılımına özen gösterilir.
(4) İş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcileri, tehlike kaynağının yok edilmesi veya tehlikeden kaynaklanan riskin azaltılması için işverene öneride bulunma ve işverenden gerekli tedbirlerin alınmasını isteme hakkına sahiptir.
(5) İş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcileri ve iş sağlığı ve güvenliği konusunda özel görevi bulunan sağlık ve güvenlik destek elemanlarının, bu görevlerini yürütmeleri nedeniyle hakları kısıtlanamaz ve bu görevlerini yerine getirebilmeleri için işveren tarafından gerekli imkânlar sağlanır.
(6) İşyerinde 5/5/1983 tarihli ve 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ile 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu hükümleri uyarınca yetkili sendika bulunması halinde işyeri sendika temsilcileri iş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisi olarak da görev yapabilir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Konsey, Koordinasyon ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu
Ulusal iş sağlığı ve güvenliği konseyi
MADDE 17- (1) Ülke genelinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili politika ve stratejilerin belirlenmesi için tavsiyelerde bulunmak üzere Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi kurulmuştur.
(2) Konsey, aşağıda belirtilen üyelerden oluşur:
a) İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü, Çalışma Genel Müdürü, İş Teftiş Kurulu Başkanı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından bir Genel Müdür,
b) Sağlık, Milli Eğitim, Çevre ve Şehircilik, Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Bilim, Sanayi ve Teknoloji, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlıklarından ilgili birer Genel Müdür,
c) Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığından yürütme kurulu üyesi, Devlet Personel Başkanlığından en az başkan yardımcısı düzeyinde bir temsilci,
ç) İşveren, işçi ve kamu görevlileri sendikaları konfederasyonlarının en fazla üyeye sahip ilk üçünden, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonundan, Türk Tabipleri Birliğinden, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinden ve Türkiye Ziraat Odaları Birliğinden konuyla ilgili veya görevli birer yönetim kurulu üyesi.
(3) Konseye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı başkanlık eder. Konsey kararları toplantıya katılan üyelerin salt çoğunluğu ile alınır. Oyların eşitliği halinde başkanın oyu kararı belirler.
(4) Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyinin sekretarya hizmetleri, Genel Müdürlük tarafından yerine getirilir.
(5) İhtiyaç duyulduğunda ya da çalışma hayatındaki örgütlenme değişikliklerine göre iş sağlığı ve güvenliği konusunda hizmet sunan uzmanlaşmış kuruluşlardan, bunların tüzel kişiliklerinden veya benzeri kuruluşlardan Konseyin tayin edeceği birer temsilci İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürünün teklifi ve Konseyin onayı ile yeni üye olarak seçilir. Bu fıkra kapsamında belirlenen üyeler iki yıl için seçilir ve üst üste iki olağan toplantıya katılmayan üyenin üyeliği sona erer. Konsey gerekli görmesi halinde yerine yeni üye seçer.
(6) Konsey yılda iki defa olağan toplanır. Başkanın veya üyelerin üçte birinin teklifi ile olağanüstü olarak da toplanabilir.
(7) Konseyin Başkan ve üyelerine 2500 gösterge rakamının memur aylık kat sayısı ile çarpımı sonucu bulunan miktarda yıllık dört toplantıyı geçmemek üzere, raportörlere 1000 gösterge rakamının memur aylık kat sayısı ile çarpımı sonucu bulunan miktarda yıllık dört toplantıyı geçmemek üzere, katıldıkları her toplantı günü için damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaksızın Bakanlık bütçesinden huzur hakkı ödenir.
(8) Konseyin çalışma usul ve esasları Konsey tarafından belirlenir.
İş sağlığı ve güvenliğinin koordinasyonu
MADDE 18- (1) Aynı çalışma alanını birden fazla işverenin paylaşması durumunda, bu işverenler iş hijyeni ile iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin uygulanmasında işbirliği yapmakla, yapılan işin yapısı göz önüne alınarak, mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunulması çalışmalarını koordinasyon içinde yapmakla ve birbirlerini ve birbirlerinin çalışanları ile çalışan temsilcilerini bu riskler konusunda bilgilendirmekle yükümlüdürler.
(2) Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde iş sağlığı ve güvenliği konusundaki koordinasyon yönetim tarafından sağlanır.
İş sağlığı ve güvenliği kurulu
MADDE 19- (1) İşveren, 50 ve daha fazla çalışanın bulunduğu, altı aydan fazla sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği kurulu kurmak ve kurul tarafından iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun olarak alınan kararları uygulamakla yükümlüdür.
(2) Asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunan ve alt işverenin aldığı işin altı aydan fazla sürdüğü hallerde, asıl işveren ve alt işverenin her birinin çalışan sayısının 50’den az ancak toplam çalışan sayısının 50’den fazla olması durumunda, iş sağlığı ve güvenliği kurulu asıl işveren ve alt işveren tarafından birlikte kurulur.
(3) Aynı çalışma alanında birden fazla işverenin bulunması ve bu işverenlerce birden fazla iş sağlığı ve güvenliği kurulunun oluşturulması halinde işverenler, birbirlerinin çalışmalarını etkileyebilecek kurul kararları hakkında diğer işverenleri bilgilendirirler.
(4) Aralarında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunan ve aynı çalışma ortamında faaliyet gösteren işverenlerce, birden fazla iş sağlığı ve güvenliği kurulunun oluşturulmasının zorunlu olduğu hallerde, kurulların faaliyet ve kararlarının birbirlerinin çalışmalarını etkileyebileceği durumlarda, faaliyetlerin yürütülmesi ve kararların uygulanması konusunda işbirliği ve koordinasyon asıl işverence sağlanır.
(5) Asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunan ve alt işverenin aldığı işin altı aydan fazla sürdüğü hallerde alt işverenlerce kurul oluşturma mecburiyetinin bulunduğu ve asıl işverenin çalışan sayısının 50’den az olduğu durumlarda alt işverenlerce oluşturulacak kurullara asıl işverene vekâleten yetkili bir temsilci atanarak işbirliği ve koordinasyon asıl işverence sağlanır.
(6) İş sağlığı ve güvenliği kurulunun oluşumu, görev ve yetkileri, çalışma usul ve esasları, işverene ait birden çok iş sağlığı ve güvenliği kurulu olması halinde bu kurullar arasındaki koordinasyon ve işbirliği ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Teftiş ve İdari Yaptırımlar
Teftiş, inceleme, araştırma, müfettişin yetki, yükümlülük ve sorumluluğu
MADDE 20- (1) Bu Kanun hükümlerinin uygulanmasının izlenmesi ve teftişi iş sağlığı ve güvenliği yönünden teftiş yapmaya yetkili Bakanlık iş müfettişlerince yapılır. Bu Kanun kapsamında yapılacak teftiş ve incelemelerde, 4857 sayılı İş Kanununun 92, 93, 96 ve 97 nci maddeleri idari para cezası hükümleri ile birlikte uygulanır.
(2) Bakanlık, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği konularında numune alma, ölçüm, inceleme ve araştırma yapmaya yetkilidir. Bu konularda yetkilendirilenler mümkün olduğu kadar işi aksatmamak, işverenin ve işyerinin meslek sırları ile gördükleri ve öğrendikleri hususları tamamen gizli tutmakla yükümlüdürler.
İşin durdurulması
MADDE 21-(1) İş sağlığı ve güvenliği bakımından teftişe yetkili iş müfettişi tarafından işyeri bina ve eklentilerinde, çalışma yöntem ve şekillerinde veya iş ekipmanında çalışanlar açısından hayati tehlike oluşturan bir husus tespit edildiğinde, bu tehlike giderilinceye kadar iş durdurulur. İşi durdurma kararı işyerinin bir bölümünü veya tamamını kapsayabilir. Hayati tehlikeyi oluşturan husus ortadan kaldırılmadan durdurulan işe devam edilemez.
(2) Durdurmanın işyerinin bir bölümünde veya tamamında uygulanması kararı verilirken hayati tehlikenin niteliği ve bu tehlikeden doğabilecek riskin etkileyebileceği alan ve çalışanlar dikkate alınır.
(3) İşyerlerinde işi durdurma kararı, iş sağlığı ve güvenliği bakımından teftişe yetkili üç iş müfettişinden oluşan heyet tarafından incelenir ve tespitin yapıldığı günü takip eden iki gün içinde sonuçlandırılır. Durdurma kararı verildiği takdirde karar, ilgili mülki idare amirine ve işyeri dosyasının bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu il müdürlüğüne bir gün içinde gönderilir. Mülki idare amirleri kararın gereğini 24 saat içinde yerine getirirler.
(4) Hayati tehlike oluşturan hususun acil müdahale gerektirmesi halinde müfettiş heyeti tarafından karar alınıncaya kadar tespiti yapan iş müfettişince iş kısmen veya tamamen durdurulabilir. Durdurma kararı mülki idare amirlerince aynı gün yerine getirilir. Durdurma kararı ile ilgili işlemler üçüncü fıkrada belirtilen usule göre tamamlanır.
(5) İşverenler, bu maddeye göre verilecek durdurma kararına karşı yerel iş mahkemesine altı iş günü içinde itiraz edebilir. İş mahkemesine itiraz, işi durdurma kararının uygulanmasını durdurmaz. Mahkeme itirazı öncelikle görüşür ve altı iş günü içinde karara bağlar. Kararlar kesindir.
(6) İşi durdurulan işveren tarafından durdurmayı gerektiren noksanların tamamlandığının Bakanlığa yazılı olarak bildirilmesi üzerine işyerinde en geç üç gün içinde inceleme yapılır ve işverenin talebi sonuçlandırılır.
(7) İşveren, bu madde gereğince işin durdurulması sebebiyle işsiz kalan çalışanlara ücretlerini ödemekle veya ücretlerinde bir düşüklük olmamak üzere meslek veya durumlarına göre başka bir iş vermekle yükümlüdür.
(8) İşyerlerinde işin durdurulmasına, durdurma sebeplerini gidermek için mühürlerin geçici olarak kaldırılmasına, yeniden çalışmaya izin verilme şartlarına, acil hallerde işin durdurulmasına karar verilinceye kadar geçecek sürede alınacak tedbirlerin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar İçişleri Bakanlığı ve Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.
(9) Askeri işyerleri ile yurt emniyeti için gerekli maddeler üretilen işyerlerinde işin durdurulmasına ilişkin usul ve esaslar Milli Savunma Bakanlığı ve Bakanlıkça birlikte çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.
İdari para cezaları ve uygulanması
MADDE 22- (1) Bu Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket eden işveren veya işveren vekiline her bir yükümlülük için bin Türk Lirası idari para cezası verilir.
(2) Bu Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasına aykırı olarak; işyerinde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı görevlendirmeyen işveren veya işveren vekiline görevlendirmediği her kişi için beşbin Türk Lirası idari para cezası verilir. Aykırılığın devamı halinde; görevlendirmediği her kişi ve takip eden her ay için aynı miktar idari para cezası uygulanır. Aynı maddenin; ikinci fıkrasına göre belirlenecek sürelere uygun görevlendirme yapmayan, üçüncü fıkrasında belirtilen işyeri sağlık ve güvenliği birimi kurma yükümlülüğüne aykırı hareket eden, dördüncü fıkrasına aykırı olarak görevlendirilen kişilerin görevlerini yerine getirmeleri amacıyla gerekli araç, gereç, mekân, eğitim ve yeterli zaman tahsis etmeyen, beşinci fıkrasına aykırı olarak sağlık ve güvenlik hizmetini yürüten kişiler arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamayan, yedinci fıkrasındaki bilgilendirme yükümlülüğüne aykırı hareket eden işveren veya işveren vekiline her bir ihlal için ayrı ayrı beşyüz Türk Lirası, aynı maddenin altıncı fıkrasında belirtilen ve yerine getirilmeyen her bir tedbir için ikiyüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Aynı maddenin on ikinci fıkrasında öngörülen yönetmeliğin işverene yükümlülük getiren hükümlerine aykırı hareket eden işveren veya işveren vekiline ikiyüz Türk Lirası idari para cezası verilir.
(3) Bu Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasına aykırı olarak, görevlendirilen kişilerin görevlerini yerine getirmesi nedeniyle bu Kanundan doğan hak ve yetkilerini kısıtlayan işveren veya işveren vekiline beşyüz Türk Lirası idari para cezası verilir.
(4) Bu Kanunun; 8 inci maddesinin birinci fıkrasına aykırı olarak risk değerlendirmesi yapmayan veya yaptırmayan işveren veya işveren vekiline üçbin Türk Lirası idari para cezası verilir. Aykırılığın devamı halinde risk değerlendirmesi yapılmayan her ay için ceza birbuçuk katı olarak uygulanır. Aynı maddenin beşinci fıkrasında belirtilen yükümlülüğü yerine getirmeyen işveren veya işveren vekiline beşyüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Aynı maddenin yedinci fıkrasında belirtilen yönetmelikteki her bir yükümlülüğe aykırı hareket eden işveren veya işveren vekiline ikiyüz Türk Lirası idari para cezası verilir.
(5) Bu Kanunun 9 uncu maddesi hükümlerine aykırı hareket eden işveren veya işveren vekiline, uyulmayan her bir yükümlülük için ikiyüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Aykırılığın devamı halinde, alınmayan her bir tedbir ve her ay için aynı miktar idari para cezası uygulanır.
(6) Bu Kanunun; 11 inci maddesinin birinci fıkranın (a) bendine aykırı hareket eden işveren veya işveren vekiline beşyüz Türk Lirası, (b) bendine aykırı hareket eden işveren veya işveren vekiline beşyüz Türk Lirası, bu maddede belirtilen bildirim yükümlülüklerini Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslara uygun olarak yerine getirmeyen işveren, işveren vekili ve sağlık kuruluşlarına bin Türk Lirası idari para cezası verilir.
(7) Bu Kanunun; 12 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrası hükümlerine aykırı hareket eden işveren veya işveren vekiline sağlık gözetimine tabi tutulmayan veya sağlık raporu alınmayan her çalışan için ikiyüz Türk Lirası idari para cezası verilir.
(8) Bu Kanunun; 13 üncü maddesinin bir ilâ altıncı fıkra hükümlerine aykırı hareket eden işveren veya işveren vekiline bilgilendirilmeyen ve eğitim verilmeyen her bir çalışan için ikiyüz Türk Lirası, yedinci fıkraya aykırı hareket eden işveren veya işveren vekiline her bir çalışan için yüz Türk Lirası, aynı maddede öngörülen yönetmeliğin uyulmayan hükümlerine yüz Türk Lirası idari para cezası verilir.
(9) Bu Kanunun; 14 üncü maddesinde öngörülen hükümlere aykırı hareket eden işveren veya işveren vekiline uyulmayan her bir hüküm için ikiyüz Türk Lirası idari para cezası verilir.
(10) Bu Kanunun 16 ncı maddesinin bir, iki ve beşinci fıkra hükümlerine aykırı hareket eden işveren veya işveren vekiline ikiyüz Türk Lirası, dördüncü fıkrasına göre çalışan temsilcilerine öneride bulunma ve gerekli tedbirlerin alınmasını isteme hakkını kısıtlayan işveren ve işveren vekiline beşyüz Türk Lirası idari para cezası verilir.
(11) Bu Kanunun, 19 uncu maddesinin bir ilâ dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı hareket eden işveren veya işveren vekiline bin Türk Lirası, aynı maddenin altıncı fıkrasında belirtilen yönetmeliğin uyulmayan her bir madde hükmü için işveren veya işveren vekiline yüz Türk Lirası idari para cezası verilir.
(12) Bu Kanunun 20 nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen iş sağlığı ve güvenliği ile iş kazaları ve meslek hastalıkları konularında inceleme ve araştırmaların yapılmasına engel olan işveren veya işveren vekiline sekiz bin Türk Lirası idari para cezası verilir.
(13) Bu Kanunun 21 inci maddesine göre işyerinin bir bölümünde veya tamamında verilen durdurma kararına uymayarak durdurulan işi yönetmelikte belirtilen şartları yerine getirmeden devam ettiren işveren veya işveren vekiline fiil başka bir suç oluştursa dahi onbin Türk Lira idari para cezası, aynı maddenin yedinci fıkrası hükümlerine aykırı hareket eden işveren veya işveren vekiline ücretlerini ödemediği veya ücretlerinde bir düşüklük olmamak üzere meslek veya durumlarına göre başka bir iş vermediği her bir çalışan için ikiyüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Aykırılığın devamı halinde her ay için aynı miktar idari para cezası uygulanır.
(14) Bu Kanunun 25 inci maddesinde öngörülen yönetmelik hükümlerine aykırı hareket eden işveren veya işveren vekiline uyulmayan her bir madde hükmü için ikiyüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Aykırılığın devamı halinde, uyulmayan her bir madde hükmü ve her ay için aynı miktar idari para cezası uygulanır.
(15) Bu Kanunda belirtilen idari para cezaları gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve İş Kurumu il müdürünce verilir. İdari para cezalarının uygulanmasında kamu kurum ve kuruluşlarının tüzel kişiliği, tüzel kişiliği bulunmayan kamu kurum ve kuruluşları ise doğrudan muhatap alınır.
Hüküm bulunmayan haller ve muafiyet
MADDE 23- (1) Çalışanların tabi oldukları kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde İş Kanununun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.
(2) Bu Kanuna göre düzenlenecek belgeler, sağlık raporları, dilekçeler ve bunlarla ilgili tutanak, evrak ve işlemler damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Geçici Hükümler
Alkollü içki veya uyuşturucu madde kullanma yasağı
MADDE 24 – (1) İşyerine, alkollü içki veya uyuşturucu madde almış olarak gelmek ve işyerinde alkollü içki veya uyuşturucu madde kullanmak yasaktır.
(2) İşveren; işyeri eklentilerinden sayılan kısımlarda, ne gibi hallerde, hangi zamanda ve hangi şartlarla alkollü içki içilebileceğini belirleme yetkisine sahiptir.
(3) Alkollü içki kullanma yasağı;
a) Alkollü içki yapılan işyerlerinde çalışan ve işin gereği olarak üretileni denetlemekle görevlendirilen,
b) Kapalı kaplarda veya açık olarak alkollü içki satılan veya içilen işyerlerinde işin gereği alkollü içki içmek zorunda olan,
c) İşinin niteliği gereği müşterilerle birlikte alkollü içki içmek zorunda olan,
çalışanlar için uygulanmaz.
İş sağlığı ve güvenliği yönetmelikleri
MADDE 25- (1) İş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması, sürdürülmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi amacıyla işyeri bina ve eklentileri, iş ekipmanı, işin her safhasında kullanılan ve ortaya çıkan maddeler, çalışma ortam ve şartları, özel risk taşıyan iş ekipmanı ve işler ile işyerleri, özel politika gerektiren grupların çalıştırılması, işin özelliğine göre gece çalışmaları ve postalar halinde çalışmalar, sağlık kuralları bakımından daha az çalışılması gereken işler, gebe ve emziren kadınların çalışma şartları, emzirme odaları ve çocuk bakım yurtlarının kurulması veya dışarıdan hizmet alınması, büyük endüstriyel kazalara neden olabilecek işyerleri ve benzeri özel düzenleme gerektirebilecek konular ve bunlara bağlı bildirim ve izinler Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir.
Yürürlükten kaldırılan ve değiştirilen hükümler
MADDE 26- (1) 4857 sayılı İş Kanununun;
a) 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan “İş sağlığı ve güvenliği hükümleri saklı kalmak üzere” ibaresi,
(b) 63 üncü maddesinin dördüncü fıkrası,
(c) 98 inci maddesinin birinci fıkrasında geçen “85 inci madde kapsamındaki işyerlerinde ise çalıştırılan her işçi için bin Türk Lirası,” ibaresi,
(ç) 104 üncü maddesinin birinci fıkrasında geçen “ve bu maddede belirtilen yönetmelikte” ibaresi,
madde metninden çıkarılmıştır.
(2) 4857 sayılı İş Kanununun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi “Geçici iş ilişkisi kurulan işveren işçiye talimat verme hakkına sahiptir.” şeklinde değiştirilmiştir.
(3) 4857 sayılı İş Kanununun;
a) 69 uncu maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları ile 79, 83, 84, 85, 86, 87, 89, 95 inci ve geçici ikinci maddeleri bu kanunun yayımı tarihinde,
b) 77 nci maddesi bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra,
c) 2 nci maddesinin dördüncü fıkrası, 78, 80, 81, 88, 105 inci maddeleri bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl sonra
yürürlükten kaldırılmıştır.
(4) 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin 2 nci fıkrasının (d) bendinde yer alan “veya 84 üncü maddeye aykırı hareket etmesi” ibaresi, “veya işyerine alkollü içki yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması” şeklinde değiştirilmiştir.
GEÇİCİ MADDE 1- (1) Diğer mevzuatta iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak 4857 sayılı İş Kanununa yapılan atıflar bu Kanuna yapılmış sayılır.
GEÇİCİ MADDE 2- (1) 4857 sayılı İş Kanununun; 77, 78, 79, 80, 81 ve 88 inci maddelerine göre yürürlüğe konulan yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri, bu Kanunla öngörülen yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar yürürlükte kalır.
GEÇİCİ MADDE 3- (1) Çalışanlar için, 4857 sayılı İş Kanunu ve yürürlükteki diğer mevzuat gereği daha önce alınmış bulunan periyodik sağlık raporları süresi bitinceye kadar geçerlidir.
GEÇİCİ MADDE 4- (1) Bu Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde (A) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü, bu işyerlerinde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört yıl süreyle (B) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi, tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde ise (B) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü, bu işyerlerinde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle (C) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi kaydıyla yerine getirilmiş sayılır.
GEÇİCİ MADDE 5- (1) Bu Kanunun yayımı tarihinden önce Bakanlıkça verilen işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı sertifikası veya belgesi ile Türk Tabipleri Birliği tarafından verilen işyeri hekimliği sertifikası sahiplerinden belgeleri geçersiz sayılanlar, mevcut belge veya sertifikalarını Kanunun yayımından itibaren bir yıl içinde 6 ncı maddeye göre düzenlenecek belge ile değiştirmeleri şartıyla bu Kanunla verilen bütün hak ve yetkileri kullanabilirler. Aynı tarihten önce eğitim kurumlarınca verilen işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitimlerini tamamlayanlardan eğitimleri geçersiz sayılanlar ilgili mevzuata göre sınava girmeye hak kazanırlar. Hak sahipliğinin tespitinde Bakanlık kayıtları esas alınır.
Yürürlük
MADDE 27- (1) Bu Kanunun;
a) 5 ve 16 ncı maddeleri yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra,
b) 6, 7, 8, 9, 18, 19 ve 25 inci maddeleri yayımı tarihinden itibaren bir yıl sonra,
c) diğer maddeleri yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 28- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU TASARISI TASLAĞI

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU TASARISI TASLAĞI TBMM’YE SUNULDU

Yıllardır sözü edilen İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Tasarısı TBMM’ye sunuldu. Bu yazıda

tasarı hakkında teknik bilgiler yer almakta.

İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ İLK KEZ AYRI BİR YASA OLARAK DÜZENLENİYOR

İş Sağlığı ve güvenliğine ilişkin hususlar şimdiye kadar İş Kanunu içerisinde yer alırken, tasarı

yasalaştığında ayrı bir yasa içerisinde düzenlenmiş olacak.

TASARI TÜM ÇALIŞANLARI KAPSIYOR

İş Kanununda yer alan iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin hususlar yalnızca işçiler ve çırak ve

stajyerleri kapsarken, taslak memur-sözleşmeli personel dahil tüm çalışanları (Türk Silahlı

Kuvvetlerinin, genel kolluk kuvvetlerinin ve milli istihbarat teşkilatının eğitim, operasyon,

tatbikat ve benzeri kendine özgü faaliyetleri, Afet ve acil durum birimlerinin müdahale

faaliyetleri, Ev Hizmetleri, Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet

üretimi yapanlar hariç) kapsıyor.

ON VEYA DAHA AZ SAYIDA İŞÇİ ÇALIŞTIRILAN

İŞYERLERİNE YÖNELİK DESTEKLEYİCİ TEDBİRLER ALINABİLECEK

Tasarıya göre Bakanlık, kamu kurum ve kuruluşları hariç olmak üzere ondan az çalışanı

bulunan çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerine yönelik olarak bu maddenin uygulanmasında;

destekleyici ve kolaylaştırıcı nitelikte özel düzenleme yapma yetkisinde olacak.

Bakanlar Kurulu destekleyici tedbirleri, az tehlikeli ve tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerine

yaygınlaştırmakta yetkili olacak.

İŞYERLERİNİN TEHLİKE SINIFLARINA AYRILMASI

TEHLİKE SINIFINA GÖRE A-B-C SERTİFİKA SINIFLARINDA

UZMAN ÇALIŞTIRILMASI UYGULAMASI SÜRECEK

Tasarıya göre, İşveren; mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunmaya yönelik

çalışmaları da kapsayacak iş sağlığı ve güvenliği hizmetini sunmak için çok tehlikeli sınıfta

yer alan işyerinde (A) sınıfı, tehlikeli sınıfta yer alan işyerinde en az (B) sınıfı, az tehlikeli

sınıfta yer alan işyerinde en az (C) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı ile bütün tehlike

sınıflarında yer alan işyerlerinde işyeri hekimi görevlendirmekle yükümlü olacak. Ayrıca

işyeri hekimi dışındaki diğer sağlık personeli görevlendirilecek, bünyesinde bu vasıflara sahip

personel bulunmayan işyerleri, bu hizmetin tamamını veya bir kısmını ortak sağlık ve

güvenlik birimlerinden hizmet alarak yerine getirebilecek.

İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI VE İŞYERİ HEKİMLERİNİN YANINDA

DİĞER SAĞLIK PERSONELİ DE ÇSGB TARAFINDAN BELGELENDİRİLECEK

İşyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi dışındaki diğer sağlık personelinin

nitelikleri, görevlendirilmeleri, görev, yetki ve sorumlulukları, çalışma süre ve şartları,

görevlerini nasıl yürütecekleri, eğitimleri ve belgelendirilmeleri, unvanlarına göre kimlerin

hangi sınıf belge alabilecekleri, sahip oldukları belgelere göre hangi işyerlerinde görev

alabilecekleri; eğitim kurumlarının yetkilendirilmeleri, işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve

işyeri hekimi dışındaki diğer sağlık personeli eğitim programlarının ve bu programlarda görev

alacak eğiticilerin niteliklerinin belirlenmesi ve belgelendirilmeleri, eğitimlerin sonunda

yapılacak sınavlar ve düzenlenecek belgeler ile belgelendirme ve yetkilendirme bedelleri, ile

ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenecek.

İŞVERENLER İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI VE İŞYERİ HEKİMİNİN ÖNERİLERİNİ

YERİNE GETİRMEK ZORUNDA

Tasarıya göre, işveren veya işveren vekili, görevlendirdiği kişi veya hizmet aldığı kuruluşlar

tarafından iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuata uygun olan ve yazılı olarak beyan edilen

tedbirleri yerine getirmekle yükümlü olacak.

MÜHENDİS, MİMAR VE TEKNİK ELEMANLAR

İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI BELGESİ ALABİLECEK

Tasarıya göre, mühendis, mimar ve teknik elemanlar, çıkarılacak yönetmelikle belirlenen

şartları sağlamaları ve kriterlere uymaları koşuluyla Bakanlıkça düzenlenecek iş güvenliği

uzmanlığı belgesini alabilecekler.

Ancak tasarıda iş güvenliği uzmanı tanımında iş güvenliği uzmanlığı daha önceki uygulamalarda

olduğu gibi “mühendis” ve “teknik eleman” ile sınırlı tutulmamış. Tasarıda iş güvenliği uzmanı;

“İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş ve iş

güvenliği uzmanlığı belgesine sahip kişi” olarak tanımlanmış.

Teknik eleman tanımı ise eski uygulamalarda olduğu gibi; “Teknik öğretmen, fizikçi ve

kimyager unvanına sahip olanlar ile üniversitelerin iş sağlığı ve güvenliği programı mezunları”

şeklinde tanımlanmış.

SAĞLIK VE GÜVENLİK DESTEK ELEMANI KAVRAMI GETİRİLİYOR

Tasarıda, Sağlık ve güvenlik destek elemanı kavramı getirilmiş ve şu şekilde tanımlanmıştır;

“Asli görevinin yanında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önleme, koruma, tahliye, yangınla

mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda özel olarak görevlendirilmiş uygun donanım ve

yeterli eğitime sahip kişi”

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÇALIŞAN TEMSİLCİSİ

YASAL TANIMA KAVUŞTURULUYOR

Daha önceki mevzuatta; “çalına temsilcisi”, “işçi temsilcisi”, “sağlık güvenlik işç temsilcisi”

vb şekilde kullanılan çalışan temsilcisi, yasal tanıma kavuşturuluyor ve şu şekilde

tanımlanıyor;

“İş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisi: İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği konularında

çalışanları temsil etmeye yetkili çalışan”

İŞYERİ HEKİMİ VE İŞ GÜVENLİĞİ UZMANININ

İŞYERİNDE TAM SÜRELİ ÇALIŞMASININ GEREKMESİ HALİNDE

İŞYERİ SAĞLIK VE GÜVENLİK BİRİMİ KURULACAK

Daha önceki uygulamalarda, işyerinde hekim, uzman çalıştırılma şartının bulunması halinde

işyeri sağlık güvenli birimi kurulması zorunluluğu bulunuyorken tasarı ile, bu zorunluluk

işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının tam süreli istihdam edilmesi halinde yerine

getirilecek.

İŞVEREN NİTELİKLERİ UYUYORSA

İŞYERİNDE İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ HİZMETLERİNİ

KENDİSİ YERİNE GETİREBİLECEK

İşveren, Yönetmelikte belirtilen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olması halinde tehlike

sınıfı ve çalışan sayısı dikkate alınarak, iş güvenliği uzmanlığı ya da işyeri hekimliği

görevlerinin kendisi üstlenebilecek.

KAMU KURUMLARINDAKİ

İŞYERİ HEKİMİ VE İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI EK ÖDEME ALACAK

Tasarıya göre; “ Kamu kurum ve kuruluşlarında ilgili mevzuata göre çalıştırılan işyeri hekimi

veya iş güvenliği uzmanı olma niteliğini haiz personel, gerekli belgeye sahip olmaları şartıyla

asli görevlerinin yanında, belirlenen çalışma süresine riayet ederek çalışmakta oldukları

kurumda veya ilgili personelin muvafakatı ve üst yöneticinin onayı ile diğer kamu kurum ve

kuruluşlarında görevlendirilebilirler. Bu şekilde görevlendirilecek personele görev yaptığı her

saat için 150 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı tutarında ilave ödeme

yapılır. İlave ödeme damga vergisi hariç herhangi bir kesintiye uğratılmaz. Bu durumdaki

görevlendirmeye ilişkin ilave ödemelerde günlük mesai saatlerine bağlı kalmak kaydıyla aylık

toplam 80 saatten fazla olan görevlendirmeler dikkate alınmaz.”

İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLARI VE İŞYERİ HEKİMLERİ

İHMALLERİNDE İŞVERENLERE KARŞI SORUMLU OLACAKLAR

Tasarıya göre; “Hizmet sunan kuruluşlar ile işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları, iş sağlığı

ve güvenliği risklerinin önlenmesi, koruyucu ve önleyici hizmetlerin yürütülmesindeki

ihmallerinden dolayı, hizmet sundukları işverene karşı sorumlu” olacaklar.

CİDDİ VE YAKIN TEHLİKE İLE KARŞI KARŞIYA KALAN ÇALIŞANLARIN

ÇALIŞMAKTAN KAÇINMA HAKKI VAR

Tasarıya göre; “Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar iş sağlığı ve güvenliği

kuruluna, kurulun zorunlu olmadığı işyerlerinde ise işveren veya işveren vekiline başvurarak

durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir.

Kurul kararını acilen toplanarak, işveren veya işveren vekili ise kararını derhal verir ve

durumu tutanakla tespit eder. Karar, çalışana ve iş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisine

yazılı olarak bildirilir.”

ULUSAL İSG KONSEYİ

Tasarıda, “Ülke genelinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili politika ve stratejilerin belirlenmesi

için tavsiyelerde bulunmak üzere Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi kurulmuştur.”

Hükmü yer almakta.

İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ KURULU

Tasarıda iş sağlığı güvenliği kuruluna ilişkin olarak aşağıda belirtilen hükümler yer almakta;

(1) İşveren, 50 ve daha fazla çalışanın bulunduğu, altı aydan fazla sürekli işlerin yapıldığı

işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği kurulu kurmak ve kurul tarafından iş sağlığı ve

güvenliği mevzuatına uygun olarak alınan kararları uygulamakla yükümlüdür.

(2) Asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunan ve alt işverenin aldığı işin altı aydan fazla sürdüğü

hallerde, asıl işveren ve alt işverenin her birinin çalışan sayısının 50’den az ancak toplam

çalışan sayısının 50’den fazla olması durumunda, iş sağlığı ve güvenliği kurulu asıl işveren ve

alt işveren tarafından birlikte kurulur.

(3) Aynı çalışma alanında birden fazla işverenin bulunması ve bu işverenlerce birden fazla iş

sağlığı ve güvenliği kurulunun oluşturulması halinde işverenler, birbirlerinin çalışmalarını

etkileyebilecek kurul kararları hakkında diğer işverenleri bilgilendirirler.

(4) Aralarında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunan ve aynı çalışma ortamında faaliyet

gösteren işverenlerce, birden fazla iş sağlığı ve güvenliği kurulunun oluşturulmasının zorunlu

olduğu hallerde, kurulların faaliyet ve kararlarının birbirlerinin çalışmalarını etkileyebileceği

durumlarda, faaliyetlerin yürütülmesi ve kararların uygulanması konusunda işbirliği ve

koordinasyon asıl işverence sağlanır.

(5) Asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunan ve alt işverenin aldığı işin altı aydan fazla sürdüğü

hallerde alt işverenlerce kurul oluşturma mecburiyetinin bulunduğu ve asıl işverenin çalışan

sayısının 50’den az olduğu durumlarda alt işverenlerce oluşturulacak kurullara asıl işverene

vekâleten yetkili bir temsilci atanarak işbirliği ve koordinasyon asıl işverence sağlanır.

(6) İş sağlığı ve güvenliği kurulunun oluşumu, görev ve yetkileri, çalışma usul ve esasları,

işverene ait birden çok iş sağlığı ve güvenliği kurulu olması halinde bu kurullar arasındaki

koordinasyon sağlanacak.

İDARİ PARA CEZALARI İKİYÜZ TL İLE ONBİN TL ARASINDA

Tasarıya göre, kanun hükümlerine aykırı hareket edilmesi halinde işverenlere yüz TL ile

onbin TL arasında idari para cezası uygulanacak. Tasarıda yer alan bazı idari cezalar şu

şekilde;

İşyerinde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı görevlendirmeyen işveren veya işveren vekiline

görevlendirmediği her kişi için beşbin Türk Lirası idari para cezası verilir. Aykırılığın devamı

halinde; görevlendirmediği her kişi ve takip eden her ay için aynı miktar idari para cezası

uygulanır.

Risk değerlendirmesi yapmayan veya yaptırmayan işveren veya işveren vekiline üçbin Türk

Lirası idari para cezası verilir. Aykırılığın devamı halinde risk değerlendirmesi yapılmayan her

ay için ceza bir buçuk katı olarak uygulanır.

Bilgilendirilmeyen ve eğitim verilmeyen her bir çalışan için iki yüz Türk Lirası idari para

cezası verilecek.

İş sağlığı ve güvenliği ile iş kazaları ve meslek hastalıkları konularında inceleme ve

araştırmaların yapılmasına engel olan işveren veya işveren vekiline sekiz bin Türk Lirası idari

para cezası verilir.

GEÇİCİ SÜREYLE B SINIFI UZMANLAR ÇOK TEHLİKELİ SINIFTAKİ

İŞYERLERİNDE C SINIFI SERTİFİKAYA SAHİP UZMANLAR

TEHLİKELİ SINIFTAKİ İŞYERLERİNDE GÖREV YAPABİLECEK

Tasarıya göre; “çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde (A) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği

uzmanı görevlendirme yükümlülüğü, bu işyerlerinde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten

itibaren dört yıl süreyle (B) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi,

tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde ise (B) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı

görevlendirme yükümlülüğü, bu işyerlerinde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl

süreyle (C) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi kaydıyla yerine

getirilmiş sayılır.”

DAHA ÖNCE ALINMIŞ OLAN İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLIĞI

VE İŞYERİ HEKİMLİĞİ BELGELERİ YENİLERİ İLE DEĞİŞTİRİLECEK

Tasarıya göre; Bu Kanunun yayımı tarihinden önce Bakanlıkça verilen işyeri hekimliği ve iş

güvenliği uzmanlığı sertifikası veya belgesi ile Türk Tabipleri Birliği tarafından verilen işyeri

hekimliği sertifikası sahiplerinden belgeleri geçersiz sayılanlar ,mevcut belge veya

sertifikalarını bu Kanunun yayımından itibaren bir yıl içinde Bakanlıkça düzenlenecek belge

ile değiştirmeleri şartıyla bu Kanunla verilen bütün hak ve yetkileri kullanabilirler. Aynı

tarihten önce eğitim kurumlarınca verilen işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı

eğitimlerini tamamlayanlardan eğitimleri geçersiz sayılanlar ilgili mevzuata göre sınava

girmeye hak kazanırlar. Hak sahiplerinin tespitinde Bakanlık kayıtları esas alınır.

BİRÇOK HÜKÜM 6 AY İLE BİR YIL ARASINDA YÜRÜRLÜĞE KONULACAK

İşverenin genel yükümlülüğü ile İş sağlığı ve güvenliği çalışan temsilcisine ilişkin hükümler 6 ay

sonra,

İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri, İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının görev, yetki ve

yükümlülükleri, Risk değerlendirmesi, kontrol, ölçüm ve araştırma, Acil durum planları,

yangınla mücadele, kişilerin tahliyesi ve ilk yardım, İş sağlığı ve güvenliğinin koordinasyonu, İş

sağlığı ve güvenliği kurulu, İş sağlığı ve güvenliği yönetmelikleri bir yıl sonra yürürlüğe girecek

10 Mart 2012 Cumartesi

Risk Değerlendirme

10 Haziran 2003 tarih ve 4857 sayılı Resmi Gazete'de (yeni) İşKanunu ile birlikte, Aralık 2003'den sonra,  24.07.2003 tarih 25178 sayılı R.G. yayınlanan 4947 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Teşkilat Kanunu'nun ikinci Kısım'ıile Çalışma ve Sosyal güvenlik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun değiştirilmiştir. Yine aynı dönemde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi Teşkilat Kanunu da değiştirilmiştir.
Kısacası"iş sağlığı" sözcüğü başta olmak üzere (eski mevzuatta - tüzüklerde "işçi sağlığı"şeklinde idi) köklü değişiklikler yapılmıştır.
Örneğinİş Kanunun 77 nci maddesinde ile; "... işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumluluklar konusund a bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve iş güvenliği eğitimini vermek " zorunluluğu getirilmiştir.
Özellikle 2004 yılından itibaren iş sağlığı ve iş güvenliği açısından işyerlerini denetleyen iş (teknik) müfettişleri, denetim sonucu, düzenledikleri "tutanak"larda yazdıkları eksiklikler listesinin başında, işyerinde risk değerlendirmesi ve eğitiminin eksik olduğu gelmektedir.
İşSağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği'nin [Resmi Gazete: 09.12.2003 Salı , Sayı: 25311]
{ Not:1- T.C. DANIŞTAY ONUNCU DAİRE Esas No:2004/1942 ' lu kararı ile İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği'nin yürütülmesinin durdurulmasına, 24.5.2004 tarihinde usulde oyçokluğu, esasta oybirliği ile karar verildi.
2-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın aynıyönetmeliği Tüzük şeklinde çıkartma çalışmalarının devam ettiği bildirilmektedir}
" 9. maddesinde; İşveren ... aşağıdaki hususları yerine getirmekle yükümlüdür:
a)İşveren;
1)İşyerinde risklerden özel olarak etkilenebilecek işçi gruplarının durumunu da kapsayacak şekilde sağlık ve güvenlik yönünden risk değerlendirmesi yapar.
2)Risk değerlendirmesi sonucuna göre, alınması gereken koruyucu önlemlere ve kullanılması gereken koruyucu ekipmana karar verir.
b)(a) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerinde belirtilen çalışmalar ve değerlendirmelerle ilgili kayıt ve dokümanların hazırlanması ..., işyerinin büyüklüğü ve yapılan işin niteliğine göre, Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslara uygun şekilde yapılır "
denilmektedir.
Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik (26 Aralık 2003 tarih ve 25328 sayılı Resmi Gazete)'in tanımlarla ilgili 4. maddesinde, tehlike ve risk sözcükleri;
"Tehlike : Bir kimyasal maddenin yapısal özelliği nedeni ile zarar verme potansiyelidir.
Risk : Kimyasal maddenin zarar verme potansiyelinin çalışma ve/veya maruziyet koşullarında ortaya çıkması olasılığıdır."
diye tanımlanmıştır.
Bu yönetmeliğin 6. maddesi, "Risk Değerlendirmesi" başlığını altında:
{"İşveren, işyerinde tehlikeli kimyasal madde bulunup bulunmadığını tespit etmek ve tehlikeli kimyasal madde bulunması halinde, işçilerin sağlık ve güvenliği yönünden olumsuz etkilerini belirlemek üzere,.. uygun şekilde, risk değerlendirmesi yapmakla yükümlüdür.
Risk değerlendirmesi yapılarak, .... belirtilen önlemler alınmadan tehlikeli kimyasal maddelerle çalışılması yasaktır.
a) Risk değerlendirmesi, aşağıda belirtilen hususlar dikkate alınarak yapılır;
1) Kimyasal maddenin sağlık ve güvenlik yönünden tehlike ve zararları,
2)İmalatçı, ithalatçı veya satıcılardan sağlanacak malzeme güvenlik bilgi formu,
3) Maruziyetin türü, düzeyi ve süresi,
4) Kimyasal maddenin miktarı, kullanma şartları ve kullanım sıklığı,
5) Bu Yönetmelik eklerinde verilen mesleki maruziyet sınır değerleri ve biyolojik sınır değerleri,
6) Alınan ya da alınması gereken önleyici tedbirlerin etkisi,
7) Varsa, daha önce yapılmış olan sağlık gözetimlerinin sonuçları.
İşveren, tedarikçiden veya diğer kaynaklardan risk değerlendirmesi için gerekli olan ek bilgileri sağlar. Bu bilgiler, kullanıcılara yönelik olarak, varsa kimyasal maddelerin yürürlükteki mevzuatta yer alan özel risk değerlendirmelerini de içermelidir.
b)İşveren, ... Risk değerlendirmesi yazılı belge haline getirilerek, istenildiğinde yetkili kişilere gösterilmek üzere işyerinde bulundurulacaktır.
c)Risk değerlendirmesi aşağıdaki hallerde yenilenecektir;
1) Risk değerlendirmesinde belirlenen sürelerde,
2) Çalışma koşullarında önemli bir değişiklik olduğunda,
3) Ortam ölçümleri ve sağlık gözetimlerinin sonuçlarına göre gerektiğinde,
4) Kimyasal maddeler nedeni ile herhangi bir kaza olduğunda,
5) En az beş yılda bir defa.
d)Risk değerlendirmesi, tamir ve bakım işleri de dahil olmak üzere kimyasal maddelerle çalışılan tüm işleri kapsayacaktır.
e)Birden fazla kimyasal madde ile çalışılan işlerde, bu maddelerin her biri ve birbirleri ile etkileşimleri dikkate alınarak risk değerlendirmesi yapılacaktır.
f)Tehlikeli kimyasal maddeler içeren yeni bir faaliyete ancak risk değerlendirilmesi yapılarak belirlenen her türlü önlem alındıktan sonra başlanacaktır"} .... .metnini içermektedir.
Yeni (4857 sayılı) İş Kanununa göre çıkartılan iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yönetmeliklerin çoğu aynı şekilde risk değerlendirmesinden sözetmektedir.
Risk değerlendirme metodolojileri'nde birçok uluslararasıstandart ve yöntemden bahsedilebilir.
Örneğin:
Başlangıç Tehlike analizi -PHA
İşGüvenliği analizi - JSA (Bir önceki yazımızda bahsedilen )
Çeklist Kullanılarak Birincil Risk Analizi
Risk Değerlendirme Karar Matris Metodolojisi
Tehlike ve İşletilebilme Çalışması Metodolojisi - HAZOP
Hata Ağacı Analizi Metodolojisi- FTA
OlasıHata Türleri ve Etki Analizi Metodolojisi - FMEA/FMECA
Güvenlik Denetimi
Olay Ağacı Analizi - ETA
Neden- Sonuç Analizi
NFPA 704 Identification of the Hazards of Materials for Emergency Response
vb.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı hangi yöntem(ler)i / metodolojileri kabul etmektedir. Şimdilik bu belirsiz.
Ancak anılan yasa ve yönetmelik hükümlerinin de yerine getirilmesi gerekmektedir. Özellikle büyük kuruluşlarda bu iş belki daha kolay halledilebilir. İş sağlığı ve işgüvenliği uzmanı olmayan kuruluşlar ne yapacak ?
Aşağıda özellikle küçük işyerlerinin risk değerlendirmesinde kullanabilecekleri (HSE Health & Safety Executive ' tarafından hazırlanan ) bir yöntemi bulacaksınız (konuyu okumaya başlamadan önce bu yazıyı gözden geçiren, tercümelerin düzgün olmasında emeği geçenlere teşekkür ederim M.T.)
RİSK DEĞERLENDİRMESİ için 5 adım
Bu yazı, işverenlere ve kendi işlerinde çalışanlara işyerinde risk değerlendirmesi konusunda yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Ticaret, hizmet ve hafif sanayi sektörlerindeki firmaları -kuruluşları hedeflemektedir.
Risk değerlendirmesi nedir?
Risk değerlendirmesi, işinizde, insanlara zarar verecek olan şeylere karşıyeterli tedbir alıp almadığınızı görmenizi sağlayacak dikkatli bir kontrolden başka bir şey değildir. Amaç, hiç kimsenin incinmemesini veya hastalanmamasını sağlamaktır. Kazalar ve kötü sağlık hem insanların yaşamını yıkabilir, hem de eğer üretimi düşürür ve makine kaybına yol açarsa, sigorta masraflarını arttırırsa veya mahkemeye gitmenize neden olursa, işinizi etkileyebilir.İşyerinizdeki riski değerlendirmeniz yasal olarak gerekli kılınmıştır.
Karar vermeniz gereken önemli noktalar, birtehlikenin önemli olup olmadığıve sizin yeterli önlemleri alarak bu riski küçültüp küçültmediğinizdir. Riski değerlendirdiğinizde bunu kontrol etmelisiniz. Örneğin, elektrik öldürebilir, ama bir büro ortamında 'canlı' elemanlar izole edilmiş ve metal parçalar doğru bir biçimde topraklanmışsa bunun riski çok küçüktür.
İşyerinizdeki riskleri nasıl değerlendireceksiniz ?
Bu yazıdaki beş adımı uygulayın:
1. adım: Tehlikelere bakın
2. adım: Kimin nasıl zarar görebileceğine karar verin
3. adım: Riski değerlendirin ve var olan önlemlerin yeterli olup olmadığına, daha fazla önlem almak gerekip gerekmediğine karar verin

4. adım: Bulduklarınızı kaydedin
5. adım: Değerlendirmenizi gözden geçirin ve gerekirse değiştirin
Fazla karmaşık bir şekilde düşünmeyin. Ticaret, hizmet ve hafif sanayi sektörlerindeki çoğu şirkette tehlikeler az ve basittir. Bunların kontrolü zaten sağduyulu bir davranıştır, fakat gereklidir. Zaten, örneğin, tehlike yaratabilecek bir makinanız olduğunu veya birisinin takılarak düşebileceği garip bir giriş veya basamak olduğunu biliyorsunuzdur. Eğer böyleyse, bir kazayı önlemek için hangi önlemleri uyguladığınızı kontrol edin.
Eğer küçük bir firmaysanız ve neyin yapılması gerektiğini anladığınızdan eminseniz, değerlendirmeyi kendiniz yapabilirsiniz (sağlık ve iş güvenliği konusunda uzman olmanız gerekmez!). Eğer daha büyük bir firmaysanız, sorumlu bir çalışandan, iş güvenliği sorumlusundan veya iş güvenliği memurundan size yardım etmesini isteyebilirsiniz. Eğer kendinize güvenemiyorsanız, uzman bir kaynaktan yardım alın. (Örneğin: Fişek Sağlık Hizmetleri ve Araştırma Enstitüsü). Ama unutmayın, bu işin doğru bir biçimde yapılması sizin sorumluluğunuz altındadır.
Tehlike ve Risk - bu yazıdaki sözcüklerin sizi sıkmasına izin vermeyin!
Tehlike, zarar verebilecek her şeydir (örneğin, kimyevi maddeler, elektrik, merdivenlerde çalışma, vs)
Risk, birisinin tehlikeden az ya da çok bir olasılıkla zarar görecek olmasıdır.
ADIM 1
Tehlikelere bakın
Eğer değerlendirmeyi kendiniz yapıyorsanız, işyerinde dolaşın ve makul olarak neyin zarar verebileceğini saptayın. Önemsiz olanlara aldırmayın ve ciddi zarar verebilecek veya birçok insanıetkileyecek olan önemli tehlikeler üzerinde yoğunlaşın.
Çalışanlarınıza veya temsilcilerine ne düşündüklerini sorun. Çok açıkça görünemeyen şeylere dikkat etmişolabilirler. Üreticilerin talimatları veya bilgi broşürleri de tehlikeleri fark etmenize ve riskin gereğini yapmanıza yardımcıolabilir. Aynı şekilde kaza ve hastalık kayıtları da size yardımcıolabilir.
ADIM 2
Kimin nasıl zarar göreceğine karar verin
Şunlarıunutmayın:
  • Özel olarak risk altında olan genç işçileri, stajyerleri, yeni anneleri ve hamile kadınları vs
  • sürekli işyerinde bulunmayan temizlikçi, ziyaretçi, müteahhit, tamir ve bakım işçisi vs
  • kamuyu ve işyerini sizinle paylaşıp sizin iş çalışmalarınızdan dolayı zarar görebilecek olanları
ADIM 3
Riski değerlendirin ve var olan önlemlerin yeterli olup olmadığına, daha fazla önlem almak gerekip gerekmediğine karar verin.
Her tehlikenin zarar verme olasılığını tartın. Bu, riski azaltmak için daha fazla bir şeyler yapmanız gerekip gerekmediğini belirleyecektir. Bütün önlemler alındıktan sonra bile, genellikle bazıriskler kalır. Her önemli tehlike için,geriye kalan riskin yüksek, orta veya düşük mü olduğuna karar vermeniz gerekir.
Önce, yasanın yapmanız gerektiğini söylediği her şeyi yapıp yapmadığınızı kendi kendinize sorun. Örneğin, makinaların tehlikeli parçalarına ulaşmayıengelleyen yasal zorunluluklar vardır. Sonra, genel kabul gören sanayi standartlarının uygulanıp uygulanmadığını kendinize sorun. Ama bununla yetinmeyin, kendiniz için düşünün, çünkü yasa aynı zamanda işyerinizin güvenli olması için ne gerekliyse yapmanız gerektiğini de söylüyor. Gerçek amacınız, kendi önlemlerinizi de ekleyerek bütün riskleri azaltmaktır.
Eğer bir şey yapılması gerektiğini saptadıysanız, bir 'eylem listesi' yapın ve geri kalan yüksek risklere ve/veya çok insanı etkileyecek risklere öncelik verin. Eylemleri uygularken, kendi kendinize şu sorularısorun:
  1. Tehlikeden bütünüyle kurtulabilir miyim?
  2. Eğer kurtulamayacaksam, zarar olasılığının düşük olması için riski nasıl kontrol ederim?
Riskleri kontrol ederken aşağıdaki ilkeleri, mümkünse bu sırayla uygulayın:
  • daha az riskli olan olasılığı deneyin
  • tehlikeye ulaşmayı engelleyin (örneğin koruyucu koyarak)
  • tehlikeye açık olmayı engelleyen bir biçimde işi örgütleyin
  • kişisel koruma araçları dağıtın
  • sıhhi koşullar sağlayın (örneğin, bulaşan kirlenmeyi temizlemek için yıkanma olanakları ve ilk yardım gibi)
Sağlık ve güvenliğin iyileştirilmesi çok masraflı olmayabilir. Örneğin, kör bir köşeye araç kazalarınıengellemek için bir ayna koymak, kaygan basamaklara kaymayan malzemeler yerleştirmek, tehlike göz önüne alındığında pahalı olmayan önlemlerdir. Ve basit önlemleri almamak bir kaza gerçekleştiği takdirde sizin için çok daha pahalıya mal olabilir.
Eğer yaptığınız iş çok değişiyorsa ya da siz veya çalışanlarınız bir işyerinden bir başkasına sık sık hareket ediyorsanız ne yapmalı?Makul olarak bekleyebileceğiniz tehlikeleri tanımlayın ve bunlardan gelecek riskleri hesaplayın. Bundan sonra, eğer o işyerine gittiğinizde yeni ek tehlikeler tespit ediyorsanız işyerindeki diğer kişilerden bilgi alın ve gerekli önlemleri alın.
Ya işyerini başkalarıyla paylaşıyorsanız? Diğer işverenlere ve kendi işlerini yapanlara sizin işinizden doğacak riskleri ve aldığınız önlemleri anlatın. Ayrıca, işyerini paylaştığınız kişilerden sizin işçilerinize gelebilecek riskler üzerine de düşünün.
Eğer risklerin bir kısmını zaten hesapladıysanız ne yapmalı? Örneğin, eğer tehlikeli kimyevi maddeler kullanıyorsanız ve riskleri zaten hesaplamış ve Sağlığa Zararlı Maddelerin Kontrolü (COSHH) uyarınca önlemlerinizi almışsanız bu risklerin kontrol edildiğini kabul edebilir ve devam edebilirsiniz.
"Yasal gereklilikler ve standartlar üzerine daha fazla bilgiyi:
İşSağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği / Tüzüğü !
Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması Hakkında Yönetmelik
Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik
Sağlık ve Güvenlik İşaretleri Yönetmeliği
PatlayıcıOrtamların Tehlikelerinden Çalışanların Korunması Hakkında Yönetmelik
Kanserojen ve Mutajen Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik,
Gürültü Yönetmeliği
vb. diğer yönetmelikleri (http://www.calisma.gov.tr) internet adresinden bulabilirsiniz."


ADIM 4
Bulduklarınızı kaydedin
Eğer beşten az çalışanınız varsa, herhangi bir şey yazmanıza gerek yoktur, ama ne yaptığınızı yazılı olarak kaydetmek yine de yararlıolacaktır. Fakat beş kişiden fazla çalıştırıyorsanız, hesaplamalarınızın önemli bulgularını kaydetmek zorundasınız. Bu, önemli tehlikeleri ve sonuçlarınızı yazmak anlamına gelir. Elektrik tesisatı örnek olabilir: 'İzolasyon ve topraklama kontrol edildi ve iyi durumda bulundu' veya 'Kaynaktan dolayı duman var: Bölgesel havalandırma sağlandı ve düzenli olarak kontrol ediliyor' gibi.
Bulgularınızıçalışanlarınıza da söylemelisiniz.
Uygun ve yeterli - mükemmel değil!
Risk hesaplamaları uygun ve yeterli olmalıdır. Şunları gösterebilmeniz gerekir:
  • uygun bir kontrol yapılmıştır
  • kimin etkilenebileceğini sordunuz
  • ne kadar insanın etkileneceğini göz önüne alarak bütün bariz önemli tehlikeleri ele aldınız
  • önlemler makul ve geriye kalan risk düşük.
Gelecekte yeniden kullanmak veya danışmak için yazılı kayıtlarınızısaklayın; bir müfettiş hangi önlemleri aldığınızı sorarsa veya hakkınızda bir kamu davası açılırsa bu kayıtlar size yardımcı olabilir. Ayrıca, belirli tehlikeleri ve önlemlerini göz altında tutmanız gerektiğini hatırlatır. Ve yasanın gerektirdikleri yaptığınızı gösterebilmenizi sağlar. Bu rehberin sonunda başvurmayı yararlı bulabileceğiniz bir örnek verilmiştir, ama isterseniz kendi formunuzu kendiniz hazırlayabilirsiniz.
İşleri daha kolaylaştırmak için, el kitapları, sağlık ve güvenlik politikası belgesindeki düzenlemeler, şirket kuralları, imalatçıtalimatları, sağlık ve güvenlik prosedürleri ve genel yangın düzenlemeleri gibi başka belgelere danışabilirsiniz. Tehlikelerin ve önlemlerin listeleri bu belgelerde zaten verilmiş olabilir. Bunların hepsini tekrarlamanız gerekmez ve bütün belgeleri birleştirmek ya da hepsini ayrı saklamak size kalmıştır.
ADIM 5
Hesaplamalarınızı gözden geçirin ve gerekirse değiştirin
Er veya geç işyerinize yeni tehlikelere yol açabilecek yeni makinalar, ham maddeler ve yeni düzenlemeler getireceksiniz. Önemli bir değişiklik olursa, yeni tehlikeyi hesaba katmak için onu da hesaplamanıza ekleyin. Her küçük ve basit değişiklikte ya da her yeni işte hesaplamanızı değiştirmeyin, fakat yeni bir düzenleme kendi özel tehlikelerini getiriyorsa onları değerlendirmeli ve riski azaltmak için ne gerekiyorsa onu yapmalısınız. Her durumda, hesaplamanızı zaman zaman gözden geçirmeniz ve önlemlerinizin hala etkili bir biçimde çalıştığınısaptamak olumlu bir tutumdur.
A D I M 5

Gözden geçirme ve düzeltme
Hesaplamanın gözden geçirilmesi için bir tarih saptayın (karşı - izleyen sayfaya bakın)
Gözden geçirmede her tehlike için alınan önlemlerin hala riski kontrol edip etmediğine bakın. Etmiyorsa, yapılması gerekeni belirtin. Gerekirse risk değerlendirmeniz için yeni bir sayfa doldurun.
İşyerinizde değişiklik yaptığınızda, örneğin yeni
  • makinalar
  • maddeler
  • prosedürler
getirdiğinizde, bunlar yeni önemli tehlikeler de getirebilirler. Bunlara bakın ve beş adımı tekrarlayın.
Referans :
Harms - Ringdahl, Lars., Safety Analysis, Principles and Practice in Occupational Safety, Sec.Ed., Taylor&Francis, London and New York, 2001
Fikirkoca, Meryem., Bütünsel Risk yönetimi., KALDER, Ankara, Mart 2003
Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik . Resmi Gazete; Tarih :26 Aralık 2003 , Sayı: 25328
Gürültü Yönetmeliği, Resmi Gazete: tarih;23.12.2003, Sayı:25325
Successful Health & Safety Management - Başarılı Sağlık ve Güvenlik Yönetimi HSG65 ,ISBN 0 7176 1276 7 1997 , HSE Books, PO Box 1999, Sudbury, Suffolk CO10 2WA

1 Mart 2012 Perşembe

GENEL MÜDÜR KASIM ÖZER’DEN MÜJDELİ HABER

BİZ, YEPYENİ BİR KÜLTÜR İNŞA EDİYORUZ.

Röportaj: Ekoteknik İSG Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İrem Nurgül Durmuş

GENEL MÜDÜR KASIM ÖZER’DEN MÜJDELİ HABER: Bugüne kadar 10 bine yakın insan İSG Uzmanlığı eğitimi aldı. 8 bine yakını belgelendirildi. Her ne kadar 4 bin tanesini Danıştay yok saysa da, bu kanun tasarısının bir ekiyle onlar da geçerli olacak. Eğitimini almış, imtihanına girmiş, kazanmış, belgesini almış, hatta bir kısmı uygulamalarda bulunmuş, bu işte çalışmış 4 bin kişi mağdur olmayacak.

Yeni İSG Kanunu’nda sayı, işyeri tanımı, tehlike sınıfı, sanayiden sayılıp sayılmaması gibi ayrımlar kalkıyor. Bütün işyerleri ve bütün çalışanlar İSG hizmetine ulaşmak ve ulaştırılma hakkına kavuşuyor.

Dünyanın hiçbir yerinde “İşçi Sağlığı ve Güvenliği” diye bir tabir yok. Böyle bir tabir olamaz da zaten. Bu tabir konuyu daraltıyor. İşçi olmayan insanların sağlık ve güvenliğe ihtiyacı yok mu? Memurun sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışma hakkı yok mu? Dünyanın her yerinde bu tabirin kullanımı “İş Sağlığı ve Güvenliği” şeklindedir. İşin unsurları: çalışan-çalıştıran ve işyeridir. Ancak bu tabir hepsini kapsar.

Çalışanlarınızı öldürerek, sakat bırakarak veya yaralayarak üretim yapıyorsanız, o üretimden hayır görmezsiniz. Bir taraftan ürettiğinizi satıp para kazanırken bir taraftan da kazandığınız parayı tazminata yatırırsınız. İş kazaları meslek hastalığı tazminatı adeta kemirgen bir kanserli hücre gibi kazancınızı ve sermayenizi alır götürür. İş kazalarından dolayı iflas eden işverenler olduğu gibi şirket ismini değiştirenlerde mevcuttur. Sonuçta “İş Sağlığı ve Güvenliği” ikinci plana atıldığında veya gerekli önem verilmediğinde bir şekilde bedeli ödenmektedir.


Yeni bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na neden ihtiyaç duyuldu?

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 2005 yılından bu yana uzun bir araştırma, inceleme ve tartışma süreci yaşamıştır. Her ne kadar bizim kendi ihtiyacımız da olsa, bunun yanında Avrupa Birliği’nin 89/391 Sayılı çerçeve direktifi de itici güç olarak etkin rol almıştır. 155 ve 161 Sayılı ILO Sözleşmeleri de gerekçedir. Avrupa Sosyal şartı ve Nihayet hükümet programları “İş Sağlığı Güvenliği Kanunu”nun yayınlanmasında destektir. Ama asıl gerekçe, ülkemizin ihtiyacı olan bir kanun olmasıdır. Zira 4857 Sayılı İş Kanunu, tüm çalışanları kapsamına almıyor. Hâlbuki İSG ekmek ve su kadar önemli bir ihtiyaçtır. Bu yüzden İSG’nin müstakil bir kanun olması gerekmektedir. Bütün çalışanların İSG hizmeti almaya ihtiyacı var.

Kanunu’nun çıkarılması şu anda hangi aşamada?

Bakanlığımızın hazırladığı 4 temel kanun var. Toplu İş İlişkileri Kanunu, İş Sağlığı Güvenliği Kanunu, Kamu Çalışanlarının Sendikalarıyla ilgili kanun ve İntibak Kanunu. Önümüzdeki günlerde temel kanun olarak bu dördünün meclise sevk edilmesini bekliyoruz. Benim beklentim Şubat’2012 tarihinde meclisten çıkmasıdır.

Kanunun getireceği olumlu gelişmeler hakkında bilgi verebilir misiniz?

En büyük olumlu yanı bütün çalışanları kapsam içine alıyor olması. İşyerinde memurun geçirdiği kaza iş kazası sayılmaması ancak işçininki iş kazası sayılması durumu bu kanunla birlikte kapanıyor

Bir diğer olumlu yanı, 1930 yılında çıkarılan Umumi Hıfzısssıhha Kanunu: “500 ve üzerinde işçi çalıştıran işyerleri, sağlık tesisi/hastane kuracak. 50 ve üzerinde işçi çalıştıranlar da işyeri hekimi bulunduracak” demiş ve bu da bir milat olmuştur. Artık çalışma hayatında bir hüküm verileceği zaman 50 işçi sınırı aranmaktadır. Bu yüzden günümüzde dahi 49 kişinin çalıştığı işyeri İSG hizmeti almak zorunda değil ama 1 kişi daha eklenip 50 olunca zorunluluk başlıyor. Burada 49 kişinin canının değerini küçümsemiş gibi oluyoruz. İşte bu yeni kanunla bu da kalkacak.

Bunun haricinde işyerlerine sürekli iyileştirme diye bir kavramı yerleştirmeye çalışıyoruz. Geçmiş dönemdeki “İşletme Belgesi” uygulamasını kaldırıyoruz. Bu belgeyi alıncaya kadar düzgün giden sistem, belgeyi alınca nasıl olsa artık belgenin alınmış olması rahatlığıyla adeta işverenin ipe un sermesini sağlıyordu. Hal böyle olunca da, işletme belgesi olan bir kuruluşta iş kazası meydana gelince: “işletme belgesi var ama iş kazası oldu” diyorlardı, işletme belgesi olmayan bir kuruluşta iş kazası meydana geldiğinde ise, “işletme belgesi yok, olsaydı kaza olmazdı” deniyordu. Yani bakanlık olarak her iki halde de biz suçlanıyor veya tenkit ediliyorduk. Verdiğimiz belge bu şartlarda bir anlam ifade etmiyordu. Yeni kanun taslağında bu belgeyi bu yüzden kaldırıyoruz ama işverenden hangi çeşit işyeri olursa olsun ön şart olarak risk değerlendirmesi yapmasını istiyoruz. İSG deyince bugüne kadar hep maden ocakları, inşaatlar, tersaneler, kimya laboratuvarları, tekstil fabrikaları vs akla geldi, oysa ofis, matbaa, okul, hastane gibi akla gelmeyen alanlar da kapsam içine alınıyor. Bu kanun memurların da İSG hizmetine ulaşmasını sağlayacaktır.

2012 yılı İSG Hedefleri’nden kısaca bahsedebilir miyiz?

2012’de ilk işimiz yeni kanunumuz için Türkiye genelinde bir tanıtım kampanyası başlatmak olacak. Basının her ayağını kullanarak kanunun neden çıkarıldığını ve faydalarını anlatacağız,

Kayıtlarını çok ciddi manada tutmayan veya bu noktada belli bir sistem geliştirmeyen ülkelerde meslek hastalığı problemi var. Meslek hastalığının gerçeğe yakın rakamlarını bir tek İskandinav Ülkeleri’nde görüyoruz. Ülkeler meslek hastalıkları sayısını gizliyor veya meslek hastalığı teşhisi konulmasında sıkıntı yaşıyorlar. Bizim için gizleme söz konusu değil ama bizde teşhis sıkıntısı var. Biz meslek hastalıkları konusunda yeteri kadar ilgili değiliz.

Doktorlarımızın meslek hastalıklarının teşhis ve işlemleri ile ilgili bilgilendirilmesi hususunda bir proje başlattık. Projenin birinci ayağını gerçekleştirdik ve 22 ilde tanıtım toplantıları yaptık. 2012 yılı içinde de Ankara ve İstanbul’da ilgili profesyonelleri toplayarak meslek hastalıkları ile ilgili idari ve bürokratik işlemlere dair bilgilendirme toplantıları yapılacaktır.

2012 yılı aynı zamanda. AB Projeleri’mizin bitiş tarihidir. Bunlardan bir tanesi “İşyerlerinde İş Sağlığı Güvenliği Ortamının İyileştirilmesi Projesi” idi, Şubat/2012 ayında bitiyor. Biz kendi imkânlarımızla 3 yıllık bir sürede bu projenin çıktılarını ülkeye yaygınlaştırmak üzere bir proje yaparak devamını getireceğiz. Hedefimiz işyerlerinde “İş Sağlığı Güvenliği Yönetim Sistemleri”nin benimsenmesidir.

İş Sağlığı Güvenliği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın tek başına yüklenebileceği bir yük değil, çok ağır bir yük. Ağır taşın kaldırılmasına ne kadar çok el yardım ederse, o taş o kadar rahat kaldırılabilir. Bakanlığımız bu kültürün gelişmesinde bütün tarafların desteğini beklemektedir.

İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin geliştirilmesi ve geniş tabana yayılmasında önemli rol oynayacağını düşündüğümüz Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerini yaygınlaştırmak üzere faaliyetlerimiz var. Ancak belli şehirlerde yığılmalar var. Diğer bölgelere de bu hizmetlerin ulaştırılması için bazı tedbirler geliştiriyoruz. Komşu illere de hizmeti kaydıracak, teşvik edici mahiyette çalışmalar düşünüyoruz. Neticede hedefimiz hizmeti kolay ulaşılabilir hale getirmektir. Çünkü hizmete kolay ulaşılırsa insanlardaki şevkin artacağını biliyoruz.

Bugüne kadar 10 bine yakın insan İş Güvenliği Uzmanlığı eğitimi aldı. 8 bine yakını belgelendirildi. Bu kanun çıktığında Türkiye’nin İş Güvenliği Uzmanı ihtiyacı 15 bin civarında olacaktır. Kanunun 1 yıl sonra yürürlüğe gireceğini de göz önüne alınca, 2013’te verilecek eğitimlerle Türkiye’nin 15 bin İş Güvenliği Uzmanı olacaktır. Kanun çıktığında böylece sayı bire bir denk olacak.

Biz “Kargadan Başka Kuş, İş Güvenliği Uzmanı’ndan Başka Profesyonel Tanımıyoruz”

“Danışmanlık” adı altında iş güvenliği kapsamında hizmet verenlere bir yetki vermeyi ya da sınırlama getirmeyi düşünüyor musunuz?

İş Sağlığı Güvenliği Danışmanlığı kolaya kaçan bir uygulama. Ne danışıyor işveren? Bilgi danışıyor… Bilgiyi bakanlığa da danışabilir! Telefon açıp sorduklarında biz bilgi veriyoruz. Bu Bakanlık belki de “kapısı halka sonuna kadar açık olan bakanlıklar”ın en başında geliyor. Danışmanlıktan ziyade İş Güvenliği Uzmanı olarak çalışmak gerekiyor. Danışman elini taşın altına koymuyor. İşverene “şunları yapmanız sizin menfaatinizedir, şu eksikliklerinizi yaparsanız iyi olur” diyor. İşveren, ayrıca teknik yardım veya hizmet alarak bu işlemleri yapabilecektir. İş Güvenliği Uzmanı ise orada o işi bizzat yapan ve yaptıran kişidir. Nasıl yapılacağının şeklini, ölçüsünü, miktarını bilen, söyleyen, yaptıran ve altına “tamamlanmıştır” diye imza atan kişidir.

Biz danışmanlık müessesesinin iş sağlığı ve güvenliği alanında çalışmasının çok anlamlı olduğunu düşünmüyoruz. iş sağlığı ve güvenliği alanında danışmanlık değil uzmanlık uygun modeldir. İşverenlere de tavsiyemiz danışman yerine uzman çalıştırmaları yönündedir. Zira mevzuat gereği İş Güvenliği Uzmanı çalıştırmak ve bize sözleşmesini göndermek zorundadır. Dolayısıyla göndermediği takdirde cezai işlem yapılacak. İsterse işveren, danışman çalıştırsa da yine de iş güvenliği uzmanından hizmet almak zorundadır.

Danışmanlık yapan arkadaşlara da tavsiyem “lütfen danışmanlık meselesini İSG’ye sokmasınlar, eğer İSG’yi çok iyi biliyorlarsa uzmanlık yapsınlar, uzman olarak bilgi versinler, uzman olarak ellerini taşın altına koyup, işverenin işini yapsınlar.

İş Sağlığı ve Güvenliği’nde tuzu kuru çalışmalar olmaz, konu İSG ise tuz ıslanacak biraz. Danışmanlık müessesesi İSG’de olmamalı diye düşünüyoruz. İlla İG Uzmanı olacaktır. Biz “kargadan başka kuş, İş Güvenliği Uzmanı’ndan başka profesyonel tanımıyoruz” Kusura bakmasınlar, ilgili kişilerin “Danışmanlık yaptım, paramı istiyorum” demesinler, işverenler de “ben danışman çalıştırdım, görevimi yaptım” dememeli.

Maruziyet ölçümleri ile mühendislik kontrolleri noktasında bir mevzuat çalışması var mı? Bu konuda 2012 yılında bir gelişme olacak mı?

Ortam ölçümleri ile ilgili akreditasyon çalışmalarımız bitmek üzere. Biz diğer kurumlara ortamda gaz, toz, gürültü ne varsa ölçüm yapabilmeleri ile ilgili yetki vereceğiz. 1997 yılında Japonya’ya gittiğimde orada gördüğüm uygulama ile ilgili rapor yazdım ama Türkiye’de bir türlü mesafe kat edemedik. Eskiden kalma “İşci Sağlığı ve İş Güvenliği” tüzüğümüz var, o da der ki: “Basınçlı kapların kontrolünü ehliyeti hükümetçe ya da belediyece kabul edilmiş kişilerce yapılır” Kim bu kişiler kimse bilmiyor. Hükümet ya da belediye neye göre ehliyetini kabul ediyor, tanımlanmış bir vasıf yok. Bu yüzden bugüne kadarki uygulamalarda basınçlı kapları makine mühendisleri, elektrik ile ilgili işlemleri elektrik mühendisleri yapıyor. Bu bir uygulama, bir kabul ama tüzük açıkça söylemiyor. Tekniker mi, mühendis mi, makine mühendisi mi, fizik mühendisi mi, inşaat mühendisi mi belli değil. O günden beri “adını koyalım, nasıl yapılacak, kim yapacak, hangi periyotla, hangi metotla yapılacak” diye çırpınıyoruz.

“Ortam Ölçümleri” , “İş Ekipmanlarının Kontrolü” ve “Risk Değerlendirmesi” olmak üzere üç yönetmeliğin son şeklini vereceğiz. Bir başka pencereden daha geniş bir alana kültürü yayacağız. Bizim derdimiz iş sağlığı güvenliği kültürünün gelişmesi ile insanlara “bana bir şey olmaz” dedirtmemektir!

“Bana Bir Şey Olmaz”


İş Sağlığı Güvenliği’ni sağlamada en zorlandığınız nokta nedir?

“20 senedir bu işi yapıyorum, bir şey olmadı. Bana bir şey olmaz” mantığı ile mücadele ediyoruz. 21.ci senenin garantisi yok çünkü… 2012 yılı içinde yönetmeliklerimiz ile birlikte en önemli gördüğümüz açıkları kapatacağız. Bir kültürün gelişmesi 3-5 sene de olmuyor, belki bir nesil gerekiyor. Bazı sanayileşmiş ülkelerde “çalışan” denildiğinde daha çocukluktan kişilerin şuur altında “bareti başında, eldiveni elinde, gözlüğü gözünde, iş ayakkabısı ayağında” kişi canlanıyor, çalışan deyince onu simgeliyor. Fabrikada çalışan kişinin baretsiz olmayacağını o kültür ona daha çocukken aşılıyor.

Bu kültürün oluştuğu ülkelerde fabrika müdürüne “İşçilerinizden birisi baret takmasa ne olur?” diye sorduğunuzda, müdür anlayamıyor, algılayamıyor. “Ne demek istediğinizi anlayamıyorum” diyor. Israrla soruyorsunuz, “İşçi çalışırken baret takmazsa ne olur? Fabrikada baret takmak mecburi ama takmadığında ne yapıyorsunuz?” diye. O kültürün müdürü düşünüyor ve cevaplıyor: “Neden baret takmasın ki işçimiz?” Kısacası baret takmamayı anlatamıyorsunuz, çünkü kültüründe öyle bir şey yok.

1980’li yıllarda teftişlerimden birinde, bir fabrika müdürü: “işçi neden baret taksın ki, gökten taş mı yağacak?” demişti bana. Kültür farkı bu işte. Biz böyle bir sıkıntılı ortamdayız. Olması gereken kültür “iş güvenliği tedbiri almadan çalışamazsınız” derken biz “Ben üretimime bakarım, iş güvenliği ardından gelir” diyorsak daha katedilecek çok yolumuz var demektir. Biz bunlarla mücadele etmek zorundayız, işimiz zor ve zaman alacak. Ama ben inanıyorum ki biz bu azimle çalıştıktan sonra gelecek nesil bu olması gereken kültür ile yetişecek.

İşyerlerinde öyle tehlikeli şartlarda kişilerin çalıştırıldığını görüyoruz ki, işçinin ayağı bir kaysa kazaya sebep olacak ve sakat kalmama şansı yok. Ölmese de belki yaşar ama sakat kalmama şansının sıfır olduğu çalışma ortamları halen bulunmaktadır. Bu ortamlar için yeni kanun taslağımızda “kişisel korumadan ziyade toplu korumaya” önem ve öncelik verilmesine dair hükümler konuldu.

İnşaatlar dünyanın bütün ülkelerinde İSG anlamında en baş ağrıtan sektördür. Bizim de en sıkıntılı iş kolumuzdur. Almanya’dan misafirimiz olan bir inşaat mühendisi iş müfettişi : “ Biz inşaatlarda emniyet kemeri veren işverene ceza yazıyoruz. ‘Demek ki toplu korumadan kaçıyor, kişisel korumaya yöneliyorsun. Bunu yapamazsın’ diyoruz” demişti. Avrupa iskele sanayisini geliştirmiş, başlı başına bir sektör oluşturmuş. İskelelerden işçi ancak intihar etmek için düşer. Bizim iskelelerden ise işçi her an düşebilir. İş kazalarında karne notumuz iyi değil, her ne kadar bizden çok daha kötü durumda ülkeler var ama bu durum teselli sebebi değildir. Biz neden dünyanın en iyileri arasında olmayalım? Bunun için topyekün seferberlik ilan edip iş sağlığı ve güvenliği kültürünün gelişmesi ve farkındalığın artırılmasına gayret etmeliyiz. Türkiye genelinde yapacağımız çalışmalar ile gerek iş sağlığı ve güvenliğine gönül veren kuruluşlar gerekse bu konuda çalışma yapması gereken ilgili kuruluşlarla ve gerekse sizin gibi hem OSGB, hem laboratuvarlar hem de basın alanında çalışmaları olan kuruluşlarla süratle işbirliği yapmak istiyoruz. Ta ki, bu kültür gelişsin, insanlarımız “bana bir şey olmaz” demek yerine, bana “her an bir şey olabilir” diyerek tedbir alsın.

Bizim sorularımız bu kadar, son olarak sizin eklemek istedikleriniz varsa onları da alabilir miyiz?

Tanıtım noktasında bize yardımcı olduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Hakikaten bu çeşit yayınlar, bu çeşit çalışmalar dillendirilince çalışmalarımıza destek ve hız veriyor. Bu da Türkiye’ye yapılacak en büyük, en güzel hizmetlerden bir tanesi. Çünkü iş sağlığı ve güvenliğinde insana yatırım yapılır. Kar veya yüksek kazanç düşünülmez. Bazen yaptığınız harcamanın hiç mali getirisi olmaz. Ancak bazen da öyle zaman olur ki” küçük bir harcama yapılsa idi bir can kurtulurdu” diyeceğimiz kazalar bize önce insanı korumaya dönük yatırımların önemini bir kere daha anlatıyor zannederim. Çünkü insan maddeden, malzemeden, fabrikadan çok daha değerlidir. Mal tekrar kazanılıyor ama canı yeniden kazanma şansımız yok.

5 Şubat 2012 Pazar

İnşaatlarda İş güvenliği

İnşaat kolunda iş sağlığı ve güvenliği!

Dünyanın her yerinde inşaat işkolu en tehlikeli işkollarından biridir. İnşaat işkolundaki iş kazaları ve meslek hastalıklarına ilişkin veriler, işkolunun özelliğinden dolayı belki de en eks.k ve hatalı veriler olmakla birlikte, bu gerçeği yansıtmaktadır. ILO verilerine göre gelişmiş ülkelerde inşaat işçileri, diğer sektörlerde çalışan işçilere oranla 3-4 kat daha fazla kazaya uğrama riski taşımaktadırlar. Gelişmekte olan ülkelerde bu risk 6 kata kadar çıkmaktadır (ILO, 2004).

Küreselleşme sürecinin etkileri
Küreselleşme sürecinin özellikleri, inşaat işkolunu daha da riskli bir sektör haline getirmiştir. ILO verileri, gelişmiş ülkelerde bile inşaat işkolunda kaza oranlarının arttığını ortaya koymaktadır (ILO, 2000). İşkolunda taşeronlaşmanın artması ile işçi devrinin yükselmesi ve iş sağlığı güvenliği eğitiminin yok denecek düzeye inmesi, şantiyeleri en tehlikeli iş alanları haline getirmektedir. Bir yandan en kısa zamanda en düşük maliyetle işi bitirme baskısı, bir yandan da taşeronlara bölünmüş şantiyede, işi yönetmenin etmenin zorluğu iş kazalarını artıran bir öge olmaktadır. İnşaat işçisinin geçici ve mevsimlik çalışması, işkolunda kayıt dışı çalışmanın yaygınlığı, kaçak göçmen işçi istihdamı, kaza riskini artıran ögelerdir. Bu tür istihdam koşulları, işçileri uzun saatler boyunca yoğun çalışmaya itmekte; işçiler güvenli olmayan koşullarda çalışmayı reddetme gücüne sahip olamamakta ve iş kazalarını önleyecek bir iş güvenliği eğitimi alma fırsatı bulamamaktadır. İnşaat işkolunda işverenlerin örgütlenme haklarına saygı göstermemeleri ve sendikalaşma oranlarının düşmesi de sektörde kaza riskini artıran, iş güvenliği sağlığı mevzuatı uygulanmalarını izlemeyi olanaksız kılan ek ögeler olmuştur (ILO, 2001).

Yalnızca iş kazaları değil, sağlık riskleri de işkolunda artmış bulunmaktadır. Ağır taşıma sonucunda sırt incinmeleri, toz nedeniyle solunum yolları hastalıkları, kas-iskelet bozuklukları, gürültü nedeniyle işitme bozuklukları, cilt sorunları, asbestos ile çalışma vb. taşeron işçilerinin ve düzensiz koşullarda çalışan işçilerin bilincine varamadıkları, mücadele edemedikleri riskler olarak belirmektedir. Bu işçiler ayrıca şantiyelerdeki düşük nitelikli yatma-kalkma, yemek, temizlik vb. hizmetlerine de boyun eğmek zorunda kalmaktadırlar (ILO, 2001).

Uluslararası Standartlar
Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) inşaat işkolunda iş sağlığı güvenliğini geliştirmek için benimsediği ilk standardın geçmişi 1937 yılına kadar gitmektedir (62 sayılı Güvenlik Hükümleri - Yapı - Sözleşmesi ). Daha sonra 1988 yılında benimsenen 167 sayılı İnşaatta Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi ve ona eşlik eden 175 sayılı Tavsiye, 62 sayılı sözleşmenin yerini almıştır. 1992 yılında benimsenen İnşaatta Güvenlik ve Sağlık Uygulama Kodu da 1972 tarihli eski Kodun yerine geçmiştir. İnşaat işkoluna ilişkin 162 sayılı Asbestos Sözleşmesi (1986) gibi diğer ILO Sözleşmeleri de mevcuttur. Dünyada pek çok ülke bu sözleşmeleri henüz onaylamamıştır. Ayrıca Sözleşmelerin onaylanması veya ulusal mevzuatta uygun düzenlemelerin yapılması yeterli olmamakta; pek çok ülkede temel sorun iş sağlığı güvenliği önlemlerinin inşaat işkolunda uygulanma zorluklarında yatmaktadır.

Türkiye'de inşaat işkolunda iş sağlığı ve güvenliği
İnşaat işkolu ülkemizde de iş kazalarının en çok olduğu işkollarının başında gelir. Sosyal Sigortalar Kurumu istatistiklerine göre 2003 yılında 76.668 iş kazası meydana gelmiştir (SSK, 2004). Kuruma bildirilen iş kazalarının içinde inşaatla ilgili işlerde çalışan nitelikli ve niteliksiz işçilerin uğradıkları kaza sayıları, toplam içinde en büyük oranı oluşturmaktadır. Ölümle sonuçlanan iş kazaları içinde de inşaat işkolu önde gelmektedir. Kayıt dışı ve mevsimlik çalışmanın yaygın olduğu inşaat sektöründe gerçek iş kazası rakamlarının bu oranların çok daha üzerinde olduğunu da ayrıca belirtmek gerekir.

4857 sayılı yeni İş Yasasının benimsenmesinden sonra Yasanın 78. Maddesi hükümlerine göre hazırlanan Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği 23.12.2003 tarih ve 25325 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yeni Yönetmeliğin 15. Maddesinde, metnin, Avrupa Birliği'nin 92/57/EEC sayılı (24.6.1992) Direktifi esas alınarak hazırlandığı ifade edilmektedir.

Avrupa'da inşaat işkolunda iş sağlığı ve güvenliği
İnşaat işkolu yalnızca ülkemizde değil Avrupa Birliği ülkelerinde de iş kazalarının en yoğun olduğu sektördür. İnşaat 900 milyar Euro tutarındaki cirosu ve 12 milyon çalışanı ile 15 AB ülkesindeki en büyük sektörlerdendir. Avrupa'da her yıl inşaat işkolundaki kazalarda 1300 kişi yaşamını yitirmekte, 850 000 kişi yaralanmakta ve bu oranlar diğer sektörlerdeki iş kazaları sayısının iki katına ulaşmaktadır. Ölümle sonuçlanan iş kazalarında tüm sektörler ortalaması her 100 000 işçide 5 işçi iken; bu oran inşaat işkolunda 13 işçidir.Yol açtığı insani kayıplara ek olarak bu kazaların yıllık ekonomik maliyeti 75 milyar Euro'yu bulmakta ve inşaat maliyetlerinin %8.5'inin yetersiz iş sağlığı ve güvenliği koşullarından kaynaklandığı tahmin edilmektedir (European Commission, 2004). Özellikle toplam işyerlerinin %90'ını oluşturan ve 20'den az işçi çalıştıran küçük ölçekli işletmelerde iş güvenliği ve sağlığını tüm inşaat sürecinin bir parçası olarak gören bütüncül bir yaklaşım mevcut bulunmamaktadır. Avrupa Birliği'nde geçici ve hareketli inşaat şantiyelerinde en düşük güvenlik ve sağlık gereklerinin uygulanmasına ilişkin Direktifin (92/57/EEC) benimsenmesine yol açan temel neden de işkolunun bu yüksek riskli niteliği olmuştur. AB'ye yeni üye olan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde de toplam iş kazalarının %20'si inşaat işkolunda olmaktadır (European Agency for Safety and Health at Work, 2004).

Avrupa Birliğinin inşaat işkolunda iş güvenliği ve sağlığına yaklaşımında son yıllarda görülen değişim, risklerin önlenmesinde teknolojiye ağırlık veren bir yaklaşımdan risk ve insan faktörlerinin örgütsel yönetimine geçiş şeklinde belirmiştir. Bu bağlamda 2002 yılında Topluluk yeni bir iş sağlığı güvenliği stratejisi geliştirmeye yönelmiştir. Komisyonun "İş ve toplumda değişime uyum: 2002-2006 İşte sağlık ve güvenlik için yeni bir Topluluk stratejisi" başlıklı Tebliği (COM(2002)118), bütüncül bir yaklaşım geliştirmeye çalışmaktadır. Komisyonun, Tebliğinde iş sağlığı güvenliğinin işverenin mali durumu üzerinde olumlu etkileri olacağının altını özellikle çizerek ekonomik bir yaklaşımı öne çıkardığı göze çarpmaktadır.

Avrupa İnşaat ve Ağaç İşçileri Federasyonu (EFBWW), Tebliğin başlığını eleştirirken "'İş ve toplumda değişime uyum' başlığı, yeni stratejinin ruhuna uymamaktadır. İşteki ve toplumdaki değişim insan ihtiyaçlarına uyum sağlamalı - tersi olmamalıdır." demektedir (EFBWW, 2002: 2). EFBWW, ayrıca yeni stratejinin "politikasızlık pahalıya mal olur" sloganıyla özellikle küçük ve orta boy işletmeleri iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uymaya ikna etme yaklaşımının sınırlı bir yarar sağlayacağını düşünmektedir. İş sağlığı güvenliği önlemlerinin ekonomik maliyetleri ne olursa olsun uygulanmasının savunulmasının ilkesel bir sorun olduğunun altını çizmektedir.

Yeni Topluluk stratejisinin bir tehlikesi de "örnek uygulamalar, kıyaslamalar, gönüllü anlaşmalar" gibi Topluluğun uyulması zorunlu ikincil mevzuatı kapsamına girmeyen "yumuşak" politikaların, Topluluğun iş sağlığı güvenliği alanında Direktif geliştirme yönelimine set vurmasıdır.

Avrupa İş Güvenliği ve Sağlığı Haftası 2004

İş güvenliği açısından inşaat işkolunun taşıdığı yüksek risk ve bu riskin artıyor olması 2004 Avrupa İş Güvenliği ve Sağlığı Haftasının inşaat sektörü üzerinde odaklanmasına yol açmıştır. Avrupa Birliği'nin bir kuruluşu olan Avrupa İş Sağlığı Güvenliği Ajansı'nın Nisan 2004'te Dublin'de başlattığı kampanya 30'dan fazla ülkede, hükümetler, işçi ve işveren örgütleri tarafından inşaat işkolunda iş sağlığı güvenliğine ilişkin seminerler, toplantılar, afişlemeler vb. bilinç yükseltici etkinliklerle bir kampanya olarak yürütülmüştür. "Güvenli İnşaat" sloganı altında yürütülen kampanya inşaat sektöründe örnek uygulamaları desteklemeyi ve riskleri azaltmayı hedeflemiştir.

Kampanya kapsamında tüm üye ve aday üyelere bilgi setleri, posterler, broşürler gönderilmiş, örnek uygulamaların yer aldığı bir web sitesi düzenlenmiş (http://ew2004.osha.eu.int), internette bir kampanya bildirisi imzaya açılmış, inşaat işkolunda iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili örnek uygulamalara "Avrupa Örnek Uygulama Ödülü" verilmiş, ilgili ülkelerdeki ulusal temas noktaları aracılığıyla çeşitli etkinlikler organize edilmiştir. 18-22 Ekim 2004 tarihlerini kapsayan "Avrupa İş Sağlığı Güvenliği Haftası" da bu konudaki çeşitli kampanya etkinliklerine ayrılmıştır. "Güvenli İnşaat" Kampanyası 22 Kasım 2004 tarihinde Avrupa Birliği Hollanda Başkanlığı ve Avrupa İş Sağlığı Güvenliği Ajansı'nın Bilbao- İspanya'da düzenleyeceği "Avrupa İnşaat Güvenliği Doruğu" ile son bulacaktır.

Sonuç
Ülkemizde inşaat işkolunda iş sağlığı güvenliği alanında, mevzuata ve ondan da önemlisi uygulamaya ilişkin olarak hükümetlerin ve işverenlerin atması gereken pek çok adım vardır. Risklerin önlenmesine yönelik bilinç yükseltme kampanyalarının da bu kapsamda kuşkusuz büyük önemi olacaktır. Ancak inşaat işkolu gibi iş sağlığı güvenliği açısından yüksek risk taşıyan bir sektörde, tüm tarafların bilinçlerinin yükseltilmesi için sürdürülen bu tür kampanyalar, inşaat işkolunda yaşanan taşeronlaşma, çalışma koşullarının düzensizleşmesi, sendikasızlaşma gibi olumsuz gelişmeler karşısında riskleri azaltmada ne yazık ki sınırlı bir etki yaratabilmektedir. Ayrıca " Güvenli İnşaat" için atılacak adımların yalnızca hükümetlerden ve işverenlerden gelmesini bekleyen bir yaklaşım daha baştan başarısızlığa mahkum sayılır. Çünkü inşaat şantiyelerinde güvenlik ve sağlık risklerinin azaltılmasında işçi temsilcilerine temel bir rol düşmektedir. Türkiye'de inşaat işkolunda özel sektörde sendikalaşmanın adeta yok denecek düzeyde olduğu göz önüne alındığında, sektörün özellikleri ve küreselleşmenin yarattığı olumsuz yapısal değişimin yanı sıra sendikasızlaşmanın da şantiyelerdeki riskleri artıran bir öge olduğunu kabul etmek gerekecektir. Bu açıdan "Güvenli İnşaat" isteniyorsa "Örgütlü İnşaat"ın da sağlanması gerektiği unutulmamalıdır.

Kaynakça
EFBWW (2002), New Community Occupational Health and Safety Strategy 2002-2006, The Position Paper of EFBWW, Brüksel.
European Agency for Safety and Health at Work (2004), http://ew2004.osha.eu.int
European Commission (2004), "EU campaign to build a more secure construction sector", Social Agenda, s. 19.
ILO (2000), Yearbook of Labour Statistics, ILO, Geneva,
ILO (2001), The construction industry in the twenty-first century: Its image, employment prospects and skill requirements, ILO, Geneva.
ILO (2004) http://www.ilo.org/
SLIC - Senior Labour Inspectors Committee (2004), European Construction Campaign 2003,
SSK (2004), Sosyal Sigortalar Kurumu İstatistikleri 2003, Ankara.