1- Kanun Hangi İşlere ve İşyerlerine Uygulanacak?
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, faaliyet konularına ve çalışan sayılarına bakılmaksızın kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dahil olmak üzere tüm çalışanlarına uygulanacaktır.
Şu kadar ki, Kanun hükümleri; 50''''den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde 30.06.2014 tarihinden itibaren, 50''''den az çalışanı olan ve tehlikeli veya çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde 30.06.2013 tarihinden itibaren, 50''''den çok çalışanı olan işyerlerinde ise 30.12.2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlayacaktır.
2- Kanunun Uygulanmayacağı İşler ve Kişiler Hangileridir?
6331 sayılı Kanunun uygulanmayacağı işler ve kişiler;
a) Fabrika, bakım merkezi, dikimevi ve benzeri işyerlerindekiler hariç Türk Silahlı Kuvvetleri, genel kolluk kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının faaliyetleri,
b) Afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetleri,
c) Ev hizmetleri,
ç) Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlar,
d) Hükümlü ve tutuklulara yönelik infaz hizmetleri sırasında, iyileştirme kapsamında yapılan iş yurdu, eğitim, güvenlik ve meslek edindirme faaliyetleri
olarak görülmektedir.
3- İşverenin, İş Sağlığı ve Güvenliği Konusunda Genel Yükümlülüğü Nedir?
Kanunla işverene, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlama yükümlülüğü getirilmiş bulunmaktadır. Bunun için işveren;
a) Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapmak,
b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığının izlenmesi, denetlenmesi ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlamak,
c) Risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmak,
ç) Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne almak,
d) Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri almak,
konularında yükümlülük taşımaktadır.
İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmamaktadır. İş sağlığı ve güvenliği konusunda çalışanlara ilişkin yükümlülükler, işverenin bu alandaki sorumluluklarını etkilememektedir.
İşveren, aldığı iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri için yaptığı ödemeleri çalışanlarına yansıtamamaktadır.
4- İşyeri Tehlike Sınıfı Nasıl Belirlenmektedir?
İşyerlerinin tehlike sınıfları, işyerlerinde yapılan asıl iş dikkate alınmak suretiyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu''''nun "Kısa vadeli sigorta kolları prim tarifesi ve işkollarının ve işlerin tehlike sınıf ve derecelerinin belirlenmesi" başlıklı 83''''üncü maddesi çerçevesinde tespit edilen kısa vadeli sigorta kolları prim tarifesi de dikkate alınarak, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Başkanlığında ilgili taraflarca oluşturulan komisyonun görüşleri doğrultusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenmesi ve çıkarılacak tebliğle kamu oyuna duyurulması söz konusudur.
5- Hangi İşyerlerinin İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Desteklenmektedir?
Özel sektör işyerlerinden 10 kişiden az çalışanı olan ve çok tehlikeli veya tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinin iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yerine getirmesi Bakanlıkça desteklenebilmektedir.
Az tehlikeli sınıfta yer alan 10 kişiden az çalışanı bulunan özel sektör işyerlerinin destek hizmetlerinden yararlanabilmesi Bakanlar Kurulu kararıyla mümkündür.
Buna göre, hangi tehlike sınıfında olursa olsun 10 ve yukarı sayıda çalışanı olan işyerleri ile Bakanlar Kurulu karar almaksızın 10 kişiden az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri, özel sektör işyeri olsalar dahi destek hizmetlerinden yararlanamamaktadır.
Belirtilen işyerleri dışında, kamu kurum ve kuruluşlarının da iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri yönünden sağlanan destekten faydalanması olası değildir.
İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yerine getirilmesini destekleme ile ilgili giderler Sosyal Güvenlik Kurumu''''nca karşılanacak olup, kısa vadeli sigorta kolları için toplanan primlerden finansmanı sağlanmaktadır.
Şu kadar ki, destek sağlanan işyerlerinin istihdam ettiği kişileri sigorta ettirmediği kontrol ve denetimlerde tespiti halinde, tespit tarihine kadar yapılan ödemelerin yasal faiziyle birlikte ilgili işverenlerden Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından tahsil edilmesi söz konusudur. Ayrıca, bu durumdaki işverenlerin üç yıl süreyle destekten yararlanması mümkün değildir.
Destek sağlanacak işyerlerinin belirlenmesinde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları esas alınmaktadır.
6- Hangi İşyerlerinde Hangi Belgeye Sahip Olanlar İş Güvenliği Uzmanı Olarak Görevlendirilmektedir?
Bakanlık tarafından sektörel alanda özel düzenleme yapılmadığı sürece, çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde (A) sınıfı, tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde (B) sınıfı, az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı''''nca yetkilendirilmiş mühendis, mimar veya teknik elemanın iş güvenliği uzmanı olarak görev yapması gerekir.
İş güvenliği uzmanları (işyeri hekimleri dahil), görevlendirildikleri işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirleri yazılı olarak işverene bildirirler. Bildirilen hususlardan hayati tehlike arz edenlerin işveren tarafından yerine getirilmemesi durumunda, bu hususu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı''''nın yetkili birimine iletmek zorundadır.
Çalışanın ölümü veya maluliyetiyle sonuçlanacak şekilde vücut bütünlüğünün bozulmasına neden olan iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesi durumunda, bu konuda ihmali tespit edilen iş güvenliği uzmanının (veya işyeri hekiminin) yetki belgesi askıya alınmaktadır.
7- Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görev Yapan İşyeri Hekimi veya İş Güvenliği Uzmanı Olma Niteliğine Sahip Personel Başka Yerlerde Görev Yapabilir mi?
Kamu kurum ve kuruluşlarında ilgili mevzuata göre istihdam edilen işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanı olma niteliğini haiz personel, gerekli belgeye sahip olmaları koşuluyla asli görevlerinin yanında, belirlenen çalışma süresine riayet etmek suretiyle çalışmakta oldukları kurumda veya ilgili personelin muvafakati ve üst yöneticinin onayı ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevlendirilebilmektedir.
Hizmet alan kurum tarafından, bu şekilde görevlendirilecek personele, görev yaptığı her saat için (200) gösterge rakamının memur aylık katsayısı (01/07/ 2012-31/12/2012 arasında 0,071589) ile çarpımı tutarında (01/07/2012-31/ 12/2012 arasında 14,3178 TL/Saat) ilave ödeme yapılmaktadır. Bu ödemeden yalnızca damga vergisi kesintisi yapılmaktadır.
Bu durumdaki görevlendirmeye ilişkin ilave ödemelerde, günlük mesai saatlerine bağlı kalmak kaydıyla, aylık toplam 80 saatten fazla olan görevlendirmeler dikkate alınmamaktadır.
Kamu sağlık hizmetlerinde tam süreli çalışmaya ilişkin mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, işyeri hekimlerinin ve diğer sağlık personelinin işyeri sağlık ve güvenlik birimi ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinde görevlendirilmelerinde ve hizmet verilen işyerlerinde çalışanlarla sınırlı olmak üzere görevlerini yerine getirmelerinde, diğer kanunlarda yer alan kısıtlayıcı hükümler uygulanmamaktadır.
8- İş Kazası ve Meslek Hastalıklarının Kayıtları Konusunda İşverenin Yükümlülüğü Nasıldır?
İşyerinde meydana gelen bütün iş kazaları kayıtlarının işveren tarafından tutulması, gerekli incelemelerin yapılarak işverence raporların düzenlenmesi gerekir.
Yine işverence, işyerinde meydana gelmekle birlikte, yaralanma veya ölüme neden olmayan ancak işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan veya çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olan olayların incelenerek, bunlar ile ilgili raporların tanzim edilmesi icap eder.
Bunların yanında, iş kazaları kazadan sonraki 3 işgünü içinde, sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek hastalıkları, öğrenildiği tarihten itibaren 3 işgünü içinde işverence Sosyal Güvenlik Kurumu''''na bildirilmektedir.
9- İşyerinde Çalışan Temsilcisi Görevlendirilmesi Nasıl Olmaktadır?
İşveren, işyerinin değişik bölümlerindeki riskleri ve çalışan sayılarını dikkate almak suretiyle belli sayıda temsilci görevlendirmekle yükümlüdür.
Temsilci görevlendirmesinin seçimle olması esastır. Ancak, seçimle belirlenme yapılamaması durumunda atama yoluyla temsilci görevlendirmesi yapılmaktadır.
Temsilci görevlendirmesi yapılmasında işyerinin değişik bölümlerindeki riskler ve çalışan sayıları itibariyle dengeli dağılıma özen gösterilmesi gerekir.
2-51 arasında çalışanı bulunan işyerlerinde 1 temsilci, 51-100 arasında çalışanı bulunan işyerlerinde 2 temsilci, 101-500 arasında çalışanı bulunan işyerlerinde 3 temsilci, 501-1000 arasında çalışanı bulunan işyerlerinde 4 temsilci, 1001-2000 arasında çalışanı bulunan işyerlerinde 5 temsilci, 2001 ve üzeri çalışanı bulunan işyerlerinde 6 temsilci görevlendirilmektedir. 51 ve üzerinde çalışanı olan işyerlerinde baş temsilci, temsilciler arasında yapılacak seçimle belirlenmektedir.
Çalışan temsilcilerinin, tehlike kaynağının yok edilmesi veya tehlikeden kaynaklanan riskin azaltılması için, işverene öneride bulunma ve işverenden gerekli tedbirlerin alınmasını isteme hakkı ile görev, yetki ve sorumluluğu bulunmaktadır.
Çalışan temsilcileri ve destek elemanlarının görevlerini yürütmeleri nedeniyle, hakları kısıtlanamamakta ve görevlerini yerine getirebilmeleri için işveren tarafından gerekli imkanların sağlanması gerekmektedir.
Sendika bulunan işyerlerinde, işyeri sendika temsilcisi/temsilcileri, aynı zamanda iş sağlığı ve güvenliği yönünden çalışan temsilcisi olarak da görev ifa etmektedir.
10- İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu Nasıl Oluşturulmaktadır?
50 ve yukarı sayıda çalışanı olan ve 6 aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde işverenin, iş sağlığı ve güvenliği ili ilgili çalışmalar yapmak üzere iş sağlığı ve güvenliği kurulu oluşturması 6331 sayılı Kanun hükmüdür.
Altı aydan fazla süren asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hallerde;
a) Asıl işveren ve alt işverenin ayrı ayrı kurul oluşturması durumunda, faaliyetlerin yürütülmesi ve kararların uygulanması konusunda iş birliği ve koordinasyon asıl işveren tarafından sağlanmaktadır.
b) Asıl işveren tarafından kurul oluşturulması durumunda, kurul oluşturması gerekmeyen alt işveren, koordinasyonu sağlamak üzere yetkili bir temsilcisini vekâleten görevlendirmektedir.
c) Alt işveren tarafından kurul oluşturulması durumunda, kurul oluşturması gerekmeyen asıl işveren, koordinasyonu sağlamak üzere yetkili bir temsilcisini vekâleten görevlendirmektedir.
ç) Kurul oluşturması gerekmeyen asıl işveren ve alt işverenin toplam çalışan sayısının 50''''den fazla olması durumunda, koordinasyon asıl işverence yapılmak üzere, asıl işveren ve alt işveren tarafından birlikte bir kurul oluşturulmaktadır.
Aynı çalışma alanında birden fazla işverenin bulunması ve bu işverenlerce birden fazla kurulun oluşturulması durumunda işverenler, birbirlerinin çalışmalarını etkileyebilecek kurul kararları ile ilgili olarak aynı çalışma alanında bulunan diğer işverenlere bilgi vermeleri gerekir.
11- Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi Nasıl Oluşturulmaktadır?
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu''''yla iş sağlığı ve güvenliği konusunda ülke genelinde politika ve stratejileri belirlemek üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı''''nın başkanlığında, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü, İş Teftiş Kurulu Başkanı, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı genel müdürü, Bilim, Sanayi ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Kalkınma, Millî Eğitim ile Sağlık bakanlıklarından ilgili birer genel müdür. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı''''ndan bir yürütme kurulu üyesi, Devlet Personel Başkanlığı''''ndan bir başkan yardımcısı, işveren, işçi ve kamu görevlileri sendikaları üst kuruluşlarının en fazla üyeye sahip ilk üçünden, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği''''nden, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu''''ndan, Türk Tabipleri Birliği''''nden, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği''''nden ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği''''nden konuyla ilgili veya görevli birer yönetim kurulu üyesi ile ihtiyaç duyulması halinde İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü''''nün teklifi ve Konseyin kararı ile belirlenen, iş sağlığı ve güvenliği konusunda faaliyet gösteren kurum veya kuruluşlardan en fazla iki temsilcinden oluşan Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi oluşturulmuş bulunmaktadır.
İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü''''nün teklifi ve Konseyin kararı ile belirlenen, iş sağlığı ve güvenliği konusunda faaliyet gösteren kurum veya kuruluş temsilcileri iki yıl için seçilmekte ve üst üste iki olağan toplantıya katılmamaları durumunda ilgili kurum veya kuruluşun üyeliği sona ermektedir.
Konseyin aldığı kararlar tavsiye niteliği taşımakta ve bağlayıcılığı bulunmamaktadır.
Konsey yılda iki defa olağan olarak toplanmaktadır. Başkan veya üyelerin 1/3''''ünün teklifi ile olağanüstü olarak da toplanabilmektedir.
Konsey, toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar vermektedir. Oyların eşitliği halinde başkanın oyu kararı belirlemektedir. Toplantıda çekimser oy kullanılamamaktadır.
12- İş Sağlığı ve Güvenliği ile İlgili Hangi Mevzuat Hükümleri Yürürlükten Kalkmaktadır?
6331 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle, 4857 sayılı İş Kanunu''''nun iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin 2''''nci maddesinin dördüncü fıkrası, 63''''üncü maddesinin dördüncü fıkrası, 69''''uncu maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları, 77, 78, 79, 80, 81, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 95, 105''''inci ve Geçici 2''''nci maddeleri yürürlükten kalkmaktadır.
III. Sonuç
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, yayımı tarihi ile yayımı tarihini izleyen 6 ay ilâ 2 yıl içinde yürürlüğe girmek üzere TBMM Genel Kurulu''''nda kabul edilerek, Cumhurbaşkanlığı''''nca onaylanmak suretiyle Resmi Gazete''''de yayımlanmıştır.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, faaliyet konularına ve çalışan sayılarına bakılmaksızın kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dahil olmak üzere tüm çalışanlarına uygulanacaktır. 6331 sayılı Yasayla birlikte, 4857 sayılı İş Kanunu''''nun iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin hükümleri yürürlükten kalkmaktadır.